Tıbbi Bölümlerimiz

Cardiac Surgery in India

Acil Servis

ACİL SERVİS Ani gelişen,kişinin yaşamını ya da yaşam bütünlüğünü tehdit eden süreç,acil sağlık durumu olarak tanımlanmaktadır.Bu durumdaki hastalara, akut gelişen hastalık ya da yaralanmalar için acil servislerde müdahale edilmektedir. Hastane ve diğer sağlık kuruluşlarının ulaşımı kolay ve girişi ambulansların yanaşabileceği bir bölgesinde bulunan acil sağlık yardımı gerektiren hastalara bu hizmeti veren birimlerdir.Kalp krizi,travma,yanık gibi rahatsızlıklara ilk müdahaleler yapılır. ACİL SERVİS HANGİ HASTALARA BAKAR ? Acil servis 3 gruba ayrılarak hizmet verir. Bunlar; kırmızı alan,sarı alan,yeşil alandır.Acil servis kapsamında müdahale edilen hastalıklar ,triyaj kategorilerinin tanımı çerçevesinde şu şekildedir; Kırmızı alan biriminin kapsamında yer alan hastalıklar; Şok Kalp durması Koma Havayolu tıkanması Solunum sıkıntısı Çoklu travma Anafilaksi ( son ölüme kadar varabilen alerjik şok) Febril konvulsiyon  Ciddi ağrılı durumlar Zehirlenme Vücudun çeşitli yerlerinde kontrol edilemeyen kanamalar Doğum   Sarı alan biriminin kapsamında yer alan hastalıklar ; Karın ağrısı Yutma zorluğu ile boğaz ağrısı Orta derece yanıklar Renal taşlar (böbrek taşı) Uzun kemik ya da kalça kırıkları Vücutta ampütasyon ile olmayan kesikler Çoklu ya da açık kırıklar Ateşsiz ciddi baş ağrısı Yeşil alan biriminin kapsamında yer alan hastalıklar; Burkulma Kronik eklem ağrıları Kronik baş ağrısı Döküntü Yara bakımı Vajinal akıntı Soğuk algınlığı şikayetleri Minör kulak ağrısı Minör izole ekstremite ( uzuv) yaralanması Anafilaksi oluştırmayan (alerjik şok etkisi yaratmayan)böcek ısırıkları Sütür alımı (dikiş alınması).  

Cardiac Surgery in India

Agız ve Diş Sağlığı

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI Toplumumuzda ağız ve diş sağlığı ön planda.Sağlıklı dişler ,içten gülüşler için her zaman münkün nasıl mı? Çocuk veya yetişkin hastalar için ağız, diş ve çene sağlığı ile ilgili hastaların tanı ve tedavisinde hizmet veriyoruz. Ağız ve Diş Sağlığı Biriminde Uygulanan Tedavi ve Hizmetler;   Diş beyazlatma Ağız ve çene cerrahisi Endodonti İmplant tedavisi Ortodonti Periodontoloji Estetik diş hekimliği Diş rengindeki restorasyonlar Koruyucu diş hekimliği Gülüş tasarımı Yaprak porselenler Zirkonyum porselenler Detertraj (diş taşı temizliği), Lamina Dolgu -Kanal tedavisi Protez ve diğer tedaviler yapılmaktadır. Endodonti Dişlerin herhangi bir nedenle canlılığını koruyamaması durumunda dişin merkezinde yer alan sinir dokularının yani pulpanın temizlenmesi gerekir.Bu tedaviye endodontik tedavi yani kanal tedavisi denir.Endodontik tedavilerin ihmal edilmesi sonunda diş köklerinde lezyonlar oluşabilir. Periodontoloji Diş taşı temizlikleri,diş kökü yüzeylerinin temizlenmesi ve diş eti çekilmelerinin giderilmesi için periodontolojik tedaviler uygulanır.Bunun yanı sıra implant çevresi diş eti dokularının hastalıkları,diş eti kanamaları, diş hassasiyeti ve ağız kokusu gibi hastalıkların teşhis ve tedavisi periodontoloji bölümünde yapılır. Ağız ve Çene Cerrahisi Gömülü diş operasyonları,çene kemiklerinde oluşan kist ve lezyonların tedavisi,implant tedavileri,çene kemiklerinin boyutsal kaybının giderilmesi amacıyla yapılan greft yani diş tozu uygulamaları,çene kırıklarının tedavisi,apikal rezeksiyon ve bunlar gibi ağızla ilgili tüm cerrahi işlemler,uzman ağız ve çene cerrahları tarafından lokal anestezi altında gerçekleşir. İmplantoloji Diş eksiklerinin giderilmesi için yanlızca protezler,sağlam dişlerin küçültülerek zarar görmesi ve dişsiz ağızlarda gerekli konforun sağlanamaması gibi eksiklikleri beraberinde getiriyordu.İmplant uygulamaları sabit protez uygulamalarının gerçekleştirilmesi için ya da hareketli ağızdan daha stabil şekilde durabilmeleri için uygulanabilir. Protez Protez tedavileri çok geniş bir uygulama alanına sahiptir.Protez yönteminde iki çeşit uygulama mevcuttur.Bunlardan biri dişsiz ya da az dişin bulunduğu ağızlara uygulanan hareketli takıp çıkarılabilen protezler,diğeri ise dişteki madde kaybının fazla olduğu durumlarda yapılan kaplama tedavileri ve az sayıda diş eksikliği durumunda yapılan köprü uygulamaları yani sabit protezlerdir. Ortodonti Diş çarpıklıkları,diş kapanışlarındaki bozukluklar ile alt ve üst çenelerin birbirleriyle olan ilişkilerindeki bozukluklarla ilgilenen diş hekimliği dalı ortodonti,bu alanda uzmanlaşan diş hekimleri ise ortodondist olarak adlandırılır.Bütün bu diş görünümü ve çene yapısı sorunlarının en sağlıklı şekilde çözümü, tel tedavisi olarakda anılan ortodontik tedavi ile münkün olur. Estetik Diş Hekimliği Günümüzde diş ve diş etlerine bağlı gülüş estetiği  oldukça önem taşır.Gülüş estetiği yeterince iyi olmadığı durumlarda, kişilerde hem sosyal hem de psikolojik anlamda olumsuz etkilere neden olur.Bunun işlem olarak beyazlatma tedavileri,kompozit ya da porselen lamina uygulamaları,porselen venner uygulamaları ve diş eti düzenlemeleri gibi uygulamalar estetik diş hekimi uygulamaları arasında yer alır. Ekotom Cerrahi Tıp Merkezi açıldığı günden beri hizmet vermekte olan Ağız ve Diş Sağlığı Bölümündeki hekim kadromuz; tam donanımlı dünya standartlarındaki cihazlar ile tüm hastalarımıza en iyi hizmeti vermek için çalışmaktadır. Ekotom Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü olarak, diş hekimliği kapsamında tüm hastalıkları kaliteli ve hasta odaklı hizmet anlayışı ile tedavi ediyoruz. Kardiyak ve cerrahi açıdan riskli hastalarda diş hekimliği hizmetinde 20 yılı aşkın tecrübe sahibi olan bölümümüz aynı zamanda diş beyazlatma dahil kozmetik diş hekimliği alanında, implantoloji, periodontal cerrahi ve endodonti alanlarında da hizmet veriyor. Ekotom Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü olarak kardiyak veya cerrahi açıdan yada nakil sürecindeki riskli hastaların ameliyat öncesi ve sonrasında kullandıkları ilaçlar ve geçirdikleri operasyona göre rahatlıkla ağız ve diş tedavilerini yapılabilecek donanıma ve tecrübeye sahibiz. Ekotom Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü olarak yine nöroloji bölümü ve kulak burun boğaz bölümleri ile çene eklem rahatsızlıklarının tanı ve tedavi sürecini de koordineli bir şekilde yürütüyoruz. Ekotom Tıp Merkezi bünyesinde yer alan Ağız ve Diş Sağlığı Bölümümüz'de yine ihtiyacı olan yetişkin ve çocuk hastalarımız için genel anestezi uzmanlarımıza kolayca ulaşabiliyor ve sedasyon (sakinleştirme) veya genel anestezi ile konforlu bir şekilde tedavi etme imkanına da sahibiz.  

Cardiac Surgery in India

Anesteziyoloji ve Reanimasyon

ANESTEZİ NEDİR? Modern tıpta anestezi, hastaya cerrahi girişimin sağlıklı ve konforlu bir şekilde yapılmasını sağlayan duyusuzluk halidir. Anestezi, öncelikle hastaya bilinç kaybı sağlar.Hastada ağrı duyusunu ortadan kaldırır. Anesteziyoloji, herhangi bir cerrahi girişim öncesinde,esnasında ve sonrasında,hastanın güvenliğini gözeten; ağrı duyusunun giderilmesi dahil olmak üzere tüm bakımına yoğunlaşan tıbbi bir bilim dalıdır. Anestezi uzmanı,Tıp Fakültesi mezunu,bu dalda dört yıllık uzmanlık eğitimi almış olan, ileri tıp teknolojilerini kullanabilen ve bu bilgi ve becerisi ile sizin ameliyat sürecinizi güvenle geçirmenizi ve sağlığınıza kavuşmanıza olanak sağlayan kişidir. Ancak ameliyat sırasında sadece duyunun ortadan kaldırılması gerekli olmakla birlikte yeterli değildir. Anestezi ekibinin en önemli görevlerinde biri “Ameliyat sırasında, dolaşım, solunum gibi yaşamsal bulgularınızı da kontrol altında tutulmaktadır. Bu anlamda aslında anestezi doktorunuz ameliyat sırasında sizin her bakımdan koruyucunuzdur. Anestezi doktorunuz ameliyat öncesi sizi mutlaka muayene eder ve yapılacak ameliyat için en uygun anestezi yöntemine sizinle birlikte karar verir. Ayrıca anestezi hekimlerinin bir sorumluluğunun da yoğun bakım ünitelerindeki hastaların takip ve tedavisi olduğu unutulmamalıdır. Genel Anestezi Hasta,mutlaka ameliyattan önce anestezist tarafından değerlendirilir.Bu değerlendirme esnasında hastanın içinde bulunduğu tıbbi durum anestezi uzmanı tarafından gözden geçirilir.Var olan hastalıkları, cerrahi işlemin gerekçesi mutlaka değerlendirilir ve bunların sonucunda anestezi uzmanı hastanın nasıl bir anestezi türünü seçeceğini hastasıyla birlikte karar verir Eğer hasta anestezi altında tamamen şuursuz ise buna “Genel Anestezi” denir.Genel anesteziyi mutlaka anestezist vermelidir.Günümüzde artık anestezinin yanında mutlaka bir teknisyen yardımcı bulunuyor.Genel anestezi için pek çok ilaç kullanılır.Anestezi için damara verilen ilaçlar olduğu gibi, oksijen ile birlikte kullanılan gazlar da tercih edilebilir.Her zaman hastanın özelliğine göre uygun ilaçlar seçilir.Günümüzde modern tıbbın geliştirdiği eskiye göre çok daha iyi sonuçlar veren ilaçlar kullanılmaktadır. Bölgesel Anestezi Vücudun belli bir kısmının; ( bacak, göğüs, kol vb. ) ilaç enjekte ederek uyuşturulmasına “Bölgesel Anestezi” adı verilir.Bunun da epidural, spinal, ve sinir bloğu gibi çeşitleri vardır. Lokal Anestezi Sadece girişimin yapıldığı kısmın uyuşturulması “lokal anestezi” olarak adlandırılır.Daha çok küçük cerrahi girişimlerde faydalanılır.Uyuşturma işlemini ameliyatı yapacak olan doktorunuz yapabilir,ancak solunum ve dolaşım gibi yaşamsal fonksiyonlarınızın takibi ihtiyacı doğduğunda sizinle anestezi doktorunuz ilgilenecektir. Ameliyattan Önce Anestezi ekibi,ameliyatın öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere sürekli yanınızdadır.Sizin sağlık durumunuzu inceler.Sizi odanızda ziyaret edip, yapacaklarını anlatır.Daha önce geçirdiğiniz hastalıklar ve ameliyatlar varsa bunlar hakkında bilgi alır.Ameliyat öncesi size gerekli olan ilaçları ve tetkikleri yaptırır.Hastalığınıza, bu tetkiklerin ve muayenelerin sonucuna göre size en uygun anestezi yöntemini seçer. Ameliyat Sırasında Anestezi uzmanınız öncelikle ameliyatta ağrı duymamanız için duyusuzluğa yol açan gerekli ilaçları verir. Ameliyat süresince kalbinizin ve akciğerlerinizin düzenli çalışmasını kontrol eder, bunların ve diğer organlarınızın iyi bir şekilde çalışması için gerekli tedavileri yapar. Anestezistiniz, ameliyat boyunca sizinle birliktedir ve sizin en yakın koruyucunuzdur. Başınızdan bir an olsun ayrılmayarak cerrahınız bütün dikkatini kendi işine vermesine olanak sağlar. Ameliyattan Sonra Bir anestezi uzmanı sizi yalnızca uyutmakla görevli değildir, aynı zamanda uyandırmakla da yükümlüdür.Onun diğer önemli bir işi de ameliyatta aldığınız ilaçların etkisinden kurtulmanızı sağlamaktır.Ayrıca ameliyattan sonra da ağrı duymamanız ve sağlıklı kalmanız için gerekli bakım ve tedavileri hazırlamak ve uygulamak da anestezi uzmanının görevleri arasında yer almaktadır.

Cardiac Surgery in India

Beslenme ve Diyet

DİYETİSYEN NEYE BAKAR? Ekotom Cerrahi Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü sağlığın devamını sağlamak,hastalıkta iyileşme sürecini desteklemek, toplumda sağlıklı beslenme bilincini oluşturmak üzere bireysel özelliklerinize uygun kaliteli ve güvenli beslenme ve diyet hizmeti vermektedir.Diyetisyenlerimiz beslenme konusundaki en son yenilikleri takip ederek,bu doğrultuda hastalarımızı en doğru şekilde bilinçlendirmektedir. Çocukluk Beslenmesi  Sağlıklı,yeterli ve dengeli beslenme her yaş döneminde olduğu gibi özellikle de çocuklar için çok önemlidir.Hızlı büyüme ve gelişme nedeni ile okul öncesi çocukların pek çok besin öğesine olan ihtiyacı hayatın diğer dönemlerine oranla daha fazladır ve bu dönemde kazanılacak beslenme alışkanlıkları yaşam boyu sürmektedir.Toplumun çekirdeğini oluşturan ve sürekli bir büyüme gelişme süreci içinde olan çocuklar, beslenme yetersizliklerinden en çok etkilenen gruplardan biridir ve çocukluk döneminde edinilen yanlış beslenme alışkanlıkları kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve şişmanlık gibi hastalıklar için temel risk faktörü oluşturmaktadır. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra çocukların daha hareketli bir yaşam tarzı benimsemeleri,fiziksel aktivite düzeylerinin arttırılması ve bu konuda desteklenmeleri çocukların sosyal, zihinsel ve bedensel gelişimlerine önemli katkılar sağlayacaktır.  Çocukların sağlıklı beslenmesi için dört ana besin grubundan yeterli ve dengeli bir miktarda tüketmeleri gerekir.Dört ana besin grubu; süt, et, sebze ve meyve, tahıl olarak adlandırılır.Süt grubundan süt,yoğurt,peynir,  et grubundan et, tavuk,balık,yumurta (et grubuna dahil edilir),kuru baklagiller,sebze ve meyve grubundan mevsimine göre uygun miktarda ve tahıl grubundan ekmek,bulgur,makarna,pirinç vb. besinlerin her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmesine dikkat edilmelidir. Ergenlik Çağı Beslenmesi Ergenlik;fiziksel,biyokimyasal,ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme,gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir.Ergenlik çağı 12-18 yaş grubunu içerir.Ergenlik çağının genellikle kızlarda 10-12, erkeklerde ise 11-14 yaşlar arasında başladığı kabul edilmektedir. Ergenlik çağında büyüme hızlıdır.Hızlı büyüme ve gelişme ise enerji ve besin öğelerine ihtiyacı arttırır.Ergenlik çağı gençlerin yeterli ve dengeli beslenmeleri büyüme ve gelişme hızlandığı için daha da önemlidir.Beslenme gencin yaşına göre boy uzunluğu ve vücut ağırlığının saptanması ile değerlendirilir. Gebelik Dönemi Beslenmesi Gebe kadının beslenmesinde amaç,annenin kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılayarak vücudundaki besin ögeleri yedeğini dengede tutmak,fetusun normal büyümesini sağlamaktadır. Ülkemizde “gebelik öncesi ve gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme”,anne ve bebek ölümlerinde önemli bir yer tutuyor.Ülkemizde her yıl yaklaşık 1 milyon 400 bin doğum gerçekleşmektedir.Gebelik öncesi ve gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme, anne ve bebek ölümlerine yol açan birçok sağlık sorununu beraberinde getirmektedir.Gebelik öncesi ve gebelik dönemindeki beslenme şekli ile bebeğin doğum ağırlığı,beyin gelişimi ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.Ülkemizde beslenme bozukluklarına bağlı olarak,hamile kadınların % 58’inde demir yetersizliği anemisi (kansızlık) ile kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizlikleri görülmektedir. Sporcu Sağlığı Beslenmesi Sağlıklı beslenme,sporculara performans artışı,üst düzey konsantrasyon ve motivasyon sağlarken,yetersiz ve dengesiz bir diyet sağlık problemlerine ve performans düşüklüğüne sebep olabilir.Sağlıklı bir diyete sahip olan sporcuda yapılan antrenmanın etkinliği maksimuma ulaşır ve sporcu kendini zinde hisseder.Yeterli ve dengeli bir diyet,hastalanma ve sakatlanma riskini minimuma indirirken,yarış ya da sakatlanma sonrasında toparlanma süresini kısaltır. Kalp Damar Hastalıkları Kalp hastalıkları; kalp ve kan damarlarına ilişkin durumu tanımlamaktadır.Kalp krizi, felçler, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), angina (göğüs ağrısı),kan dolaşımı bozukluğu ve anormal kalp atışları başlıca kalp hastalıklarıdır. Genetik yatkınlık kalp hastalıklarının önemli bir nedenidir.Fakat birçok insan için diğer risk etmenleri önemli rol oynamaktadır.Koroner kalp hastalığının oluşumunda önemli risk faktörleri aşağıda özetlenmiştir. RİSK FAKTÖRLERİ Yaş (erkeklerde ≥45, kadınlarda ≥55) Ailede kalp hastalığı öyküsü (birinci derece akrabalardan erkekte 55, kadında 65 yaşından önce koroner arter hastalığı öyküsü) Sigara içme Yüksek kan basıncı (Hipertansiyon/ kan basıncı 140/90 mmHg’ ın üzerinde olması) Hiperkolesterolemi (total kolesterol 200 mg/dl’ın üzeri, LDL-Kolesterol 130 mg/dl’ın üzeri) Düşük HDL-kolesterol değeri (<40 mg/dl) Diabetes mellitus Şişmanlık Stresle baş edeme Fazla alkol tüketimi Fiziksel aktivitenin az olması Doğum kontrol hapı kullanımı ( sigara içiliyorsa) Menopoz, özellikle erken menopoz Kalp damar hastalığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yetişkinlerde başta gelen ölüm nedenleri arasındadır.Kalp damar hastalıklarından korunmada ve önlenmesinde risk faktörlerinin yok edilmesi temel yaklaşım olmalıdır. Sağlıklı  Kilo Verme Her kişinin yakındığı kilo problemi pek çok hastalığa davetiye çıkarır.Her yaşta görülen fazla kilo sorunu, bir beslenme ve diyetetik uzmanının uygulayacağı diyet planı doğrultusunda çözülebilmekte ve kişilerin hayat standardı bu sayede yükselmektedir. Sağlıklı Kilo Alma  Kilo verip zayıf kalmak nasıl önemli ise kilo alamamakda önemlidir. Sağlık açısından riskli bir durum olup kişinin kaslarının zayıflamasına, kemiklerinin güçsüzleşmesine ve organlarında hasar oluşmasına sebep olabilmektedir.Dolayısıyla kilo alamama sorunu yaşayan kişilerin kas-kemik yoğunluğu dengesini sağlamak,kan değerlerinin normale dönmesini sağlamak açısından sağlık kuruluşlarında beslenme ve diyet birimine başvurması önem taşımaktadır. Yatan Hastaların Beslenmesi Bazı hekimler çeşitli nedenlerle hastaneye yatan hastalara güç kazanmaları adına beslenme ve diyet birimiyle iş birliği içinde olup,doğru bir yönlendirme ile hastaların yedikleri besinleri sağlıklı hale getirmektedir.Doktorların uygun gördüğü durumlarda beslenme ve diyetisyen uzmanı tarafından hastanın genel sağlık durumuna göre yeni bir beslenme programı hazırlanmaktadır.Hastanın durumu hasta kontrol edilerek programa uyulup uyulmadığına bakmak hastanın sağlığı için büyük önem taşır.  

Cardiac Surgery in India

Biyokimya

BİYOKİMYA BÖLÜMÜ NEDİR? İnsanın bedeniyle ilgili bilgi sahibi olması ve karşılaşılanbir sorunda nasıl müdahale etmesi gerektiğini bilmesi önemlidir.Fakat bazı konularda insanıjn bilgisi yetersiz kalabilir ve bu durumda bilime başvurmak gerekir.Biyokimya bu noktada devreye girer. Biyokimya Laboratuvarında klinik hekimlerin isteği olan testler büyük bir titizlik ve uluslararası kabul görmüş yöntemler ve kabul edilebilir hata hudutları içerisinde çalışılmaktadır. Bu anlayışımız çerçevesinde tanı, takip, risk ve prognoz belirlemeye yönelik Biyokimya Laboratuvarı hizmetlerimizin ekip çalışması ile hasta odaklı olarak devam ettirilmektedir. Kalite Kontrol Politikamız Klinik laboratuvarcılık alanında internal ve eksternal kalite kontrol uygulamaları doğru ve güvenilir sonuçlar elde etmek için mutlak gereklidir. Biyokimya Laboratuvarımızda her gün her parametre için mutlaka internal kalite kontrol yapılarak verilen sonuçların tekrarlanabilirliği ve güvenirliliği test edilmektedir. Ayrıca test sonuçlarının doğruluğunun objektif olarak değerlendirilmesi için de dünyanın en geniş katılımlı programları olan CAP (College of American Pathologists), RIQAS, LABPT ve QKNEQAS dış kalite kontrol programlarına üyeliğimiz devam etmektedir. Ayrıca kurumumuz dünyada otorite kabul edilen bağımsız akreditasyon kurumları olan Joint Commission International (JCI) ve  ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi tarafından da belli dönemlerde denetlenmektedir. Son olarak Mart 2018 de JCI denetimimiz gerçekleşmiş ve %99 luk başarı ile akreditasyon belgemiz yenilenmiştir. Test Panellerimiz Biyokimya Laboratuvarımızda birçok rutin ve spesifik testler özel kitler ve otonalizörlerle çalışılmaktadır. Biyokimya Laboratuvarımızda çalışılan test grupları şunlardır: Biyokimya ve Elektrolit Hormon- Seroloji Tümör belirteçleri  Nöroinflamatuvar panel Hematoloji  Koagülasyon İdrar ve gaita analizler Toksikoloji analizleri İlaç düzeyleri (TDM) BİYOKİMYA HANGİ HASTALIKLARIN TEŞHİSİ İÇİN KULLANILIR ? Hormonal bozukluklar  Kanın onkotik basıncı ve kandaki albumin miktarı Pankreas fonksiyonları Kolestrol Şeker hastalıkları ile ilgili durumlar  Açlık kan şekeri değerlerinin tespit edilmesi Bilirubin miktarı,karaciğer ve safra kesesi fonksiyonları Vücudun su dengesi ve elektrolit değerlendirmesi Metabolizma değerlendirmeleri Koroner kalp rahatsızlıklarının tespit edilmesi Serum demir düzeyinin değerlendirilmesi Hemoglobin ,kan kaybı ya da anemi gibi durumlar teşhisi Klalsiyum ,potasyum ve fosfor miktarının tespiti için kullanılır.

Cardiac Surgery in India

Cilt Sağlığı (Dermatoloji)

DERMATOLOJİ (CİLDİYE) Dermatoloji,deri,saç,tırnak,vücut giriş kapıları (ağız mukozası gibi) ve Zührevi Hastalıkların tanı ve tedavisini gerçekleştirir.Hastanemizin dermatoloji bölümü; deneyimli kadrosu ve ileri teknoloji ürünü cihazlarıyla hastalarımız için yüksek kalitede sağlık hizmeti sunmaktadır. Dermatoloji bölümümüzde uzmanlarımız tarafından tüm deri hastalıklarının teşhis ve tedavileri yapılmaktadır. Dermatoloji Bölümü’nde Hangi Hastalıkların Tanı ve Tedavisi Gerçekleştirilir ? Akne Saç Hastalıkları Derinin Mantar Hastalıkları (Gövde,kasık,saçlı deri ve ayakta bulunan mantar hastalığının tanısı,tedavisi ve koruyucu önlemler alınması) Tırnak Hastalıkları (Tırnağın mantar hastalıkları,tırnakta renk değişiklikleri,kırılmalar ve tırnak kalınlaşmalarının ve batmasının tedavisi) Alerjik Deri Hastalıkları (Kurdeşen (ürtiker) tedavisi ve nedenlerinin araştırılması,ilaç döküntülerinin tedavisi,bebek ve çocuk hastalarda “atopik ekzema” tedavisi,temas alerjilerinin (kontakt dermatit) tedavisi,güneş alerjisi ve tedavisi Derinin Paraziter Hastalıkları (Bit ve uyuz tedavisi) Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (Frengi ve cinsel bölgede yerleşen siğil ve uçuk tedavisi ) Deri Kanserleri Sedef Hastalığı Derinin Viral Döküntülü Hastalıkları ( Uçuk ve zona gibi) Benlerin Teşhis,Takip ve Tedavileri Leke Tedavisi (Doğum sonrasında ya da güneşe bağlı olarak oluşan lekelerin tedavisi) Diğer Deri hastalıklarının teşhis ve tedavileri ( Kaşıntı, nasır, ağız içi yaraları, behçet, yüzde ve saçlı deride kepek, romatizmal deri hastalıklarının teşhis ve tedavisi) Tüm bu hastalıkların teşhisi içi hastanemizde deri biyopsileri ve patolojik inceleme işlemleri yapılmaktadır. Hastanemizde Bulunan Cihazlar ve Yapılan İşlemler; En son teknoloji ürünü olan fotona SP Dynamis laser cihazı ile Akne ve Akne İzlerinin Tedavisi Cilt Gençleştirme Ablative ve Non Ablative Cilt Yenileme Bazı İyi Huylu Deri Lezyonlarının Alınması ( Ben ve siğil gibi) Doğum Sonrası Çatlaklarının Tedavisi Lazer Lipoliz,Hiperhidroz Tedavileri Tırnak Mantarı Tedavisi Leke Tedavisi Damar Tedavisi Lazer Epilasyon Elektro Koter ve Kryo Terapi Cihazları; Siğiller ve Et Benleri Tedavi Edilmektedir. Deri Allerji Testleri ( patch , prick testler); allerjik hastalıkların teşhisleri yapılmakta ve tedavileri düzenmektedir. Dermatoskop Cihazı Deri de bulunan benlerin detaylı incelemeleri ve tedavi planlaması yapılmaktadır. Hastanemizin Kozmetik Ünitesinde Gerçekleştirdiğimiz İşlemler Botox Botox, kırışıklıkların giderilmesi ve terleme tedavisi için uygulanmaktadır. Kaş ortası,alın,boyun bölgesi,göz ve ağız kenarına uygulanan botox da istenmeyen kırışıklıklar ortadan kaldırılmaktadır . Botox ayrıca koltuk altı terlemelerinde de oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Dolgu Yaşa bağlı olarak deriye destek olan bağ dokusunun zayıflaması ile istenmeyen sarkmalar meydana gelmektedir. Bu amaçla derinin kendi yapısına eşdeğer hyalarunik asit isimli dolgu maddesi destek amaçla yüze enjekte edilir. Ağız etrafı ve elmacık kemiklerinin üzeri en çok uygulama yapılan alanlardır. PRP Kişinin kendi kanından elde edilen büyüme faktörlerinin cilt gençleştirmek için ve saç dökülmelerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. 1 ay ara ile 3 uygulama yapılır. Etkisi 1 yıl devam eder. Mezoterapi Saç dökülmeleri, selülit tedavisi ve cilt yenilenmesi için kullanılan mezoterapi, derinin ve saçın ihtiyacı olan vitaminleri , amino asiteleri ve eser elemanları içerir . Haftada 1 toplam 410 uygulama arası işlem yapılır. Kimyasal Peeling ; Meyve asid, olan glikolik asit yüzde ki sivilceleri, sivilce izlerinin ve lekelerin giderilmesi  2-4 haftalık aralarla yüze uygulanmaktadır. Cozmelan Uygulaması ; Leke tedavisi için uygulanan bir maskedir. Cilt Bakımı Hastanemizde cildinizin yapısına ve tipine uygun olarak temizliği yapılmaktadır. Cilt tipinizin belirlenmesinden sonra, yapılan medikal cilt bakımı; derinlemesine cilt temizliği, siyah noktaların temizlenmesi,buhar ve ozon terapileri, peeling,maske,masaj, lifting ve nemlendirme gibi uygulamaları içeriyor. Bakım sonrası rahatlayan ve nefes almaya başlayan cilt daha iyi görünüyor. Periyodik olarak sürdürülecek bu bakımlarla cilt problemlerinde sevindirici sonuçlar alınıyor. Lazer Epilasyon Hastanemizin dermatoloji bölümünde tüm cilt tiplerine uygun ND yağ lazer ile epilasyon işlemi yapılmaktadır.İstenmeyen tüylerden kurtulmanın en kolay ve en kısa yoludur. Dermatoloji bölümümüzde bulunan epilasyon cihazı ile işlemler çok kısa sürede,ağrısız ve acı duymadan yapılmaktadır.Uygulama süresinin bölgeye göre değişmesiyle birlikte,ortalama 5 – 6 seansta sonuç alınmaktadır. LPG Bölgesel fazlalıkların( karın,kalça,basenler,sırt yanları,kollar, gıdı) giderilmesi ve selülit tedavisi için hastanemizde lpg cihazı ile uygulama yapılmaktadır.

Cardiac Surgery in India

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları (Pediatri)

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI NEDİR? Çouck sağlığı ve hastalıkları,yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar tüm çocukların koruyucu sağlık hizmetleri,teşhis ve tedavilerini yapan bilim dalıdır.Çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümlerinde en önemli hedeflerden biri de anne sütü ile beslenmenin bebeğin gelişimindeki önemini unutturmamaktır. Çocuk sağlığı ve hastalıkları bölümlerimizde intrauterin (anne karnındaki )hayattan itibaren izlenmeye başlanan bebekler,doğum sonrası mental-motor gelişim,beslenme,aşı ve koruyucu hekimlik programları ile takip edilmektedir.Yeni doğana bebeklerde doğumdan kısa süre sonra topuk kanı ile fenilketonüri taraması yapılmasını sağlamaktadır. EN SIK RASTLANAN ÇOCUK ENFEKSİYONLARI Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları : Virüse bağlı olarak gelişen enfeksiyonlardır. Ateş ve Soğuk Algınlığı (Nezle) : Ateşli hastalık 38 altına düşmez ise doktorunuza başvurmanız gerekmektedir. Belirtileri: Hapşırma Burunda tıkanma ve akıntı Öksürük ve boğazda kırmızılık Yüksek ve hafif ateş Tüm vücutta ağrı Üşüme Halsizlik Boğaz ağrısı Burun mukozasınadan virüs girdiği zaman nezle oluruz.Burun tıkanır ,akar,hafif ateş ve halsizlik hissedilir.Nezle iyi tedavi edilmediği zamanlarda orta kulak iltihanına,sinüzite veya bronşite yol açabilir. Orta Kulak İltihabı: Bebeklerde iltihabı kolaylaştıran geniz eti,östaki borusu,östaki borusunun yatay seyretmesi ve bebeklerin sırtüstü biberonla beslenmesi gibi olumsuz başka faktörler de vardır. İç Kulak İltihabı: Genellikle işitme kaybı,dengesizlik,baş dönmesi ve çınlama ile karakterlidir.Kulak burun boğaz doktoruna başvulması gerekir. Sinüzit : Çocuklarda en sık görülen hastalıklardan biri sinüzittir.Burun tıkanıklığı ve iltihaplı akıntının yanı sıra yüz kemiklerinden şiddetli ğarılar başlar ve ağrı baş öne eğilince artar.Göz yaşarması,göz etrafında şişlik,38 i geçmeyen ateş ,yüze  basma ile ağrının artması sinüzitin diğer belirtileri arasındadır. Anjin: Yüksek ateş,boğaz ağrısı ve tükürüğünü bile yutamamam ile kendini gösteren anjin,bazı çocuklarda çok sık görülür,her ay bir kez anjin olabilirler.Boğaz yoluyla gelene mikroplar bademcik üzerinde tutulur ve onlara karşı antikor denilen bağışıklık proteinleri oluşturulur.Bademcik kronik hastalıklı hale gelirse ameliyatla alınmalıdır. Faranjit: Franjit bulaşıcıdır.Haif ateşle başlar ,burun tıkanıklığının yanı sıra burun arkasına akıntı,boğaz mukozasında yer yer kızarıklık ve iltihaplı salgılar görülür.Tedavisinde burun açıcı ilaçlar ve sprey şeklinde antibyotikler kullanılır. Bronşit: Gırtlar ve ses tellerini virüs ve mikroplar da iltihaplandırabilir. Zatürre: Zatüre,ülkemizde beş yaş altı ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır.Bu enfeksiyonların erken dönemde tanınıp uygun biçimde tedavi edilmesi bu ölümlerin çoğu önlenebilir.Muayenede zorlu solunum ,burun kanatları solunumu ,gögüs kafesi kaslarının solunumla içe doğru çekilmesi gözlenir. İdrar Yolu Enfeksiyonları: İdrar yolu enfeksiyonları yaş gruplarına göre belirlenir; Yeni doğan süt çocuğu Okul öncesi  Okul dönemidir. Kızamık ,suçiçeği,kızamıkcık,kızılşal okullarda en sık görülen bulaşıcı hastalıklarıdır bu hastalıklara karşı yapılması gerekenler şöyledir; Bir veyaz her iki kulak arkasında şişlik ve ateşle kendini gösteren kabakulağa yakalanan çocukların okula gönderilmemesi gerekir. Hepatiti A' ya ( sarılık) dikkat edilmeli .Sarılıktan korunmanın yolu aşılama,gıda ve el temizliğiyle mümkündür. Menenjit solunum yoluyla bulaşabilir.Zamanında ve uygun tedavi edilmezse kalıcı sakatlıklara yol açabilir. Bağırsak solucanları çocuklarda,tuvalet ve el temizliğine yeterince dikkat edilmediği durumlarda görülebilir. Uyuz ve bitlenme olmaması için çocukların kişisel hijyen koşullarını yerine getirmelerinin sağlanması gerekir. En yaygın hastalık grip ,solunum yoluyla bulaşır öksürük,ateş,halsizlik,nezleyle seyreden bir hastalıktır.Grip aşılarının yapılması gerekir. Bulaşıcı hastalıklara karşı alınması gereken önlemler; Okula başlamadan önce çocuklar genel bir muayeneden geçmeli. Her öğrencinin sağlık dosyası tutulmalı. Okulda belli aralıklarla göz veya işitme sağlık  taramaları yapılmalı. Çocuklarda doğru duruş ve oturuş biçimleri öğretilmeli. Bulaşıcı hastalık tanısı konan çocuklar doktorun önerdiği süre kadar okula göderilmemeli. Okul bu hastalıktan haberdar edilmeli. Hastaya yakın olan çocuklar bu hastalıklar açısından takip edilmeli. ÇOCUK HASTALIKLARI HANGİ BÖLÜMLERDE HİZMET VERİR ? Çocuk Alerjisi Çocuk Gögüs Hastalıkları Çocuk Endokrinoloji Çocuk Gastroenteroloji Çocuk Hematolojisi Çocuk Kardiyoloji Çocuk Nefrolojisi Çocuk Nörolojisi Çocuk Romatoloji Çocuk ve Ergen Psikiyatri Çocuk cerrahı Çocuk hematolojisi Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Çocuk Onkolojisidir. En güncel tanı ve tedavi yaklaşımlarıyla sizlere daha iyi hizmet sunabilmek için çok dikkatli ve titiz çalışmaktayız.Amacımız çocuklarımızın sağlıklı büyüme ve gelişmesini desteklemek,hasta çocuklara doğru tanı koyup en iyi şekilde tedavi etmek olduğu kadar hizmetlerimizden memnun kalarak bizlere olan güzenini tazeleyerek hastanemizden ayrılmanızdır.

Cardiac Surgery in India

Dolgu Uygulamaları

DOLGU NEDİR ? Dolgu cilt altındaki bölgelere karışıklıkları gidermek amacıyla yapıladığı gibi,dolgun göğüs ya da dudak görüntüsü sağlamak amacıyla da kullanılabilir. Dolgu Çeşitleri Şunlardır; Dudak Dolgusu  Burun Dolgusu  Göz Altı Işık Dolgusu  Çene Dolgusu Elmacık Kemiği Dolgusu Nazobial Dolgusu Göğüs Dolgusu DUDAK DOLGUSU  Dudak dolgusu,kişilerin estetik görünen dudaklara sahip olmasını sağlayan dermatolojik uygulamadır.Temel olarak dudaklara dolgunluk kazandırmak ve kontürlerinin belirginleşmesini sağlamak için dudakların içine ve çevresine dermal dolgular enjekte edilmesi işlemidir.Dudakları biçimlendirmek ve kalınlaştırmak için iyi sonuç veren bir uygulama hylüronik asit içeren dolgu maddeleri uygulamalarıdır. Dudak Dolgusu Çeşitleri ; Kalıcı Dudak Dolgusu Geçici Dudak Dolgusu Üst Dudak Dolgusu Alt Dudak Dolgusu Geçici Dudak Dolgusu Dudak Büyütme Ameliyatıdır. BURUN DOLGUSU Ameliyatsız burun estetiği olarak da bilinen burun dolgusu,cerrahi müdahale yapılmadan gerçekleştirilen burun şekli değişiliklerini ifade eder.Cilt dolgu malzemeleri hylüronik asit dolgu malzemesi gibi hacim kazandırmak için farklı yüz bölgelerine enjekte edilen ürünlerdir. Burun Ucu Dolgusu Nasıl Uygulanır? Burun dolgusu işleminden önce bölgedeki deri üzerine krem sürülür.Uyuşma sağlandıktan sonra antiseptik solüsyon sürülerek temizlenir.Dolgu maddesi düzeltilmesi istenen bölgelerde cilt atına enjekte edilir.İşlem sonrası hafif kızarıklık olabilir. GÖZ ALTI IŞIK DOLGUSU Göz çevresinde kırışıklık ve çökme bulunması kişilerin yorgun yaşlı ve hüzünlü görünmesine neden olur.Uygulama ile bölgede hacim artışı sağlanır.Göz altındaki kırışıklıklar,morluklar,hüzünlü yüz ifadesi tedavi edilir. Göz Altı Işık Dolgusu Nasıl Yapılır ? Göz altına özel bir hylüronik asit bazlı formülü içeren dolgunun,gözaltına ince kanüllerle enjeksiyonuyla uygulanır.Bu teknik derinin altına değil,kemiğin üst kısmına uygulanır.Uygulama öncesi kişinin göz çevresine anestezik krem sürüldüğü için işlem boyunca hastalar acı hissetmez.Göz altı ışık dolgusu hem kadınlara hem de  erkeklere uygun bir işlemdir. ÇENE DOLGUSU Çenenin normalden sivri olması,yüzün uzun görünmesi kişileri rahatsız edebilir.Bu durumlarda çene dolgusu kişileri mutlu edicek çözümler yaratabilir.Ameliyata mesafeli bakan kişiler içinde güzel bir çözümdür.Yüzle uyumlu bir çene şekli, güçlü bir çene çizgisi hattı ve simetrik görünüm daha dengeli olamasına yardımcı olabilir.Güçlü bir çene şekli ve çizgisi,gençliği,canlılığı ve çekiciliği simgeler.İyi bir çene kemiği yapısı,sadece sarkmış ya da yağlı olmayan bir cilt yapısı sayesinde görülebilir. Çene Dolgusu Nasıl Yapılır ? Hastanın kendi yağı alınarak bazı işlemlerden geçirilir ve yağ dokusu olarak kullanılır.Kök hücre ile yağ enjekte edilir. Çene dolgusu uygulaması,operasyon gibi işlem değildir.Sonuçları daha hızlı bir şekilde görülebilir.İşlemin süresi yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir.Kişinin acı sınırı düşük ise ,anestezik bir krem kullanılabilir.Anestezik kremin etkisinin görülmesi için yaklaık yarım saat beklemek faydalı olacaktır. ELMACIK KEMİĞİ DOLGUSU Elmacık bölgesi"altın oran"ın yakalanmasında kilit rol oynayan bölgelerdir.Zamanla birlikte yüz ters üçgen görünümden düz üçgen görünümünde bir hal alır.Bazı kişilerde bu durum doğuştan da olabilmektedir.Deri elastikiyetinde azalma,yağ pedlerinin erimesi ve yer çekimi etkisi ile aşağı kayması ile elmacık ve orta yüz hacmi azalır.Bu bölgelerdeki hacim kaybının giderilmesinde günümüzde en sık uygulanılan yöntem elmacık kemiği uygulamalarıdır.Hızlı uygulanış ,hızlı sonuç ve hemen sosyal hayata dönüş bu uygulamanın avantajlarındandır. Elmacık Kemiği Dolgusu Nasıl Yapılır ? Elmacık kemiği dolgu işlemlerinde,iki tip dolgu uygulaması gerçekleştiriyoruz.Elmacık dolgu işlemleri için yağ dolgusu veya vücut için herhangi bir zararı olmayan hyalüronik asit kullanılır.Yağ dokusunda,kişilerin kendi vücudundan elde edildiği yağ dokuları elmacık kemiği bölgesine enjekte edilir.Hyalüronik asit ise insanların vücudunda bulunan ve vücut için herhengi bir sakıncası bulunmayan bir bileşendir. NAZOLABİAL DOLGUSU Burun kanatlarının yanından başlayıp ağız köşelerine dek uzanan oluğa "nazolabial çizgi / oluk" adı verilir.Kilo değişimlerinde ,fazla mimik ve yaşın ilerlemesi ile birlikte çok daha belirgin bir hal kazanır.En fazla dolgu yapılan bölgedir.Bu çizgiler belirgin ise yorgun ,mutsuz ya da daha yaşlı görünebilirsiniz.Nazolabial dolgu sayesinde 10 yaş gençleşmek artık mümkün.Bunun yanında asıl önemli olan yorgun kronik mutsuz yüz ifade kaybolup yerine mutlu ,sakin ve ışıltı saçan bir yüz ifadesi gelecek. Nazolabial Dolgusu'nun Etkisi ? Hyalüronik asit kullanılarak yapılan bu yüz dolgusu en az bir sene etkiye sahiptir.Yenilenmezse işlem yapılan yer,işlem yapılmadan önceki haline döner daha kötü olmaz.Bir yıl kalıcılığı olan bu dolgu işlemi 10 dk gibi kısa bir süre içerisinde yaptırabilirsiniz.Hastanın yaşına,yanaklarına,sarkıklığına bağlı olarak kişiye özel olarak tasarlanan dolguda farklı miktarlar kullanılır. GÖĞÜS DOLGUSU Silikon ile meme büyütme ameliyatı tüm dünyada yaygındır fakat cerrahi operasyon dan çekilen ve bu işin daha pratik olarak halledilmesini isteyenler için meme dolgusu yaptırmak iyi bir seçenektir.Meme dolgusu,göğüsleri oldukları bedenden 1-2 üst bedene çıkartmak,önemli olmayan hafif bir sarkmayı düzeltmek,göğüslerdeki boyut ve hacim durumlarının istenildiği gibi ayarlamak, çok fazla olmayan hafif doğal bir dolgunluk ve canlı,diri bir görünüm sağlamak gibi nedenlerle uygulanmaktadır. Göğüs Büyütme Nasıl Yapılır ? İlk olarak yağ enjeksiyonu ile meme büyütme işlemi,kişilerin vücudunda doğal olarak üretilen yağlar kullanılarak yapılmaktadır.Bu operasyon için lokal anestezi yeterli olmaktadır.Yaklaşık 1 saat gibi bir süre içerisinde klinik ortamında gerçekleştirilen yağ dokularından yararlanarak meme bölgesine dolgu yapılmaktadır.Burada genellikle karın,kalça,sırt gibi vücudun yağ dokusu yoğun olan bölgeleri kullanılmaktadır.Ağrı ve acı hissedilmeden oldukça basit bir işlemdir.Hasta operasyondan 1-2 saat sonra normal hayatına dönebilir. BOTOKS Botoks,başta estetik olmak üzere ,bir çok tıbbi alanda kullanılan bir yöntemdir.Yüzde beliren çizgileri yok etmenin en güvenilir ve en kolay yöntemidir.Çoğu estetik operasyonun aksine botoks uygulaması esasında herhangi bir kesme işlemi yapılmaz.Kişi, uygulama sırasında herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez.Aynı gün,işlerine kaldığı yerden devam edebilir.Botoks,estetik dışında aşırı terleme,migren ağrıları,diş gıcırdatmaları tedavisinde de kullanılmaktadır. Botoks Nasıl Yapılır ? Botoks çok ince botoks iğneleri ile cilde belirlenen alanlara bu protein molekülünün enjekte edilmesi şeklinde yapılmaktadır.Botoks öncesinde anestezik krem sürüldüğü için işlem sırasında herhengi bir acı hissedilmez.10-15 dakika kadar süren uygulama sonrasında hafif bir acı hissedilebilir ancak bu da çok hızlı bir şekilde yok olacaktır.Cerrahi bir müdahale olmadığı için botoks yaptıranların gündelik hayatına hemen uygulamadan sonra dönmesi mümkündür.

Cardiac Surgery in India

Eee-Emg

EEG NEDİR? EEG olarak bilinen elektroensefalogram, beyindeki elektriksel hareketleri ölçen bir testtir. Cihaz yardımıyla ölçüm sağlanan bu test,kafa derisine küçük metal disklerin ( elektrotlar) yerleştirilmesiyle yapılır. Beyin hücreleri aslında küçük elektrik uyarıları verir,bu uyarılar uykuda bile ölçülebilir. EEG ,beyin ile ilgili hastalıkların teşhisinde büyük rol oynar. Komada olan bir kişinin beyin ölümünün gerçekleşip gerçekleşmediğini anlayabilmek,ilaç zehirlenmesini veya beyin hasarının boyutunu değerlendirebilmek için de EEG testi yapılır.Kısacası beyni etkileyen durumları teşhis ve takip amacıyla test uygulanır. EEG İle Hangi Hastalıklar Teşhis Edilir ? Beyin tarafından üretilen elektrik  sinyallerini almak için elektrotlar takılarak çekilen EEG şu hastalıkları teşhis eder: Beyin tümörleri Kafa travmasına bağlı beyin hasarı  Epilepsi Uyku bozuklukları Beyin iltihabı İnme ( felç ) Deli dana hastalığı  Demans ( Alzheimer gibi ) Hafıza sorunlarına faydalı olabilecek EEG testine en çok başvurulan hastalık epilepsidir. Nöbetli bir hastalık olan epilepsinin tipi,hastalığın nöbetlerinin neyden tetikleneceğini belirlemede EEG yol gösterebilir. EEG Testi Çeşitleri Nelerdir ? Rutin EEG: Bu EEG sırasında nefes almanız ve ışığa bakmanız istenebilir. Prolonged EEG: Bu EEG testi nöbetlerin tespit edilmesi ve yöntilebilmesi için kullanılabilir. Ayakta EEG: Bu EEG 1-3 gün sürebilir.Sizin günlük rutininiz esnasında ölçüm yapılmış olur. Video EEG: Video kaydı çekim esnasında yapılır.Bu kayıt nöbet veya bir beyin aktivitesinde yaptığınızın görülmesini sağlar. Uyku EEG : Özellikle uyku bozukluklarının teşhisinde uykuda EEG 'ye başvurulur. EEG Çekiminden Önce Yapılması Gerekenler; EEG testinden önce saçlarınızı yıkayın.Saç kremi, jöle sprey gibi kimyasal maddeler elektrotların deriye yapışmasını zorlaştırabilir. EEG testinden 8 saat önce kafein içeren kahve,çay,kola ve enerji içecekleri tüketmeyi kesin. Uykuda EEG istiyorsanız gece az uyumanız tavsiye edilir.Yetişkinlerde 4-5 saat,çocukların 5-7 saatten fazla uyumaması istenebilir. Açlık kan şekerinden dolayı ölçüm doğru olmayabilir. Aç olmayın. Hazırlık süreci dahil olma üzere bu çekimler 2 saate kadar uzayabilir. EEG Sonucu Nasıl Olmalıdır ? EEG sonuçları beyin dalgası modellerinin kağıda döküldüğü ve doktor yorumunun bulunduğu çıktılardır. Bu verilere göre doktor teşhis ve tedaviye karar verir. Gerekirse konsültasyon yaparak teşhis ve tedavi uygulanır. EMG NEDİR? EMG veya elektromiyografi,sinir ve çizgili kasların elektrik potansiyelinin incelenmesine dayanan bir nörolojik tetkik yöntemidir. Bu yöntemde kullanılan tıbbi cihaza eletromiyograf,cihazın kaydettiği veriye elektromiyogram denir. Elektromiyografi,elektro,nöro,miyo,ve grafi sözcüklerinden oluşan bileşik bir sözcük olup sinirler ve kasların elektriksel sinyallerinin yazdırılması anlamını taşır.Bir EMG incelemesinde hastaya farklı testler uygulanabilir.En çok uygulanan testler "sinir ileti çalışmaları" ve "iğne elektromiyografisi" dir. EMG Hangi Durumlarda Ypılır ? Polinöropati: Diyabety,B12 eksikliği veya böbrek yetmezliği gibi periferik sinirlerde yaygın hasara neden olan hastalıklar. Miyopatiler: Kas liflerinde hasara sebep olan hastalıklar. Motor Nöron Hastalıklar: Çocuk felci veyaz ALS gibi omurilik motor sinir hücrelerinden hasara sebep olan hastalıklar. Radikülopatiler: Bel veyaz boyun fıtığı gibi omurilikten çıkan sinir köklerinin hasarına sebep olan hastalıklar. Fokal Nöropatiler: Tuzak nöropatiler(karpal,kubital,tarsal) genellikle tek sinirde hasara sebep olan hastalıklar. Nöromüsküler Hastalıklar: Myastenia Gravis gibi sinir-kas iletisini bozan hastalıklar. EMG İncelemesinden Önce Yapılması Gerekenler? İncelemeye bol kıyafetle gelinebilir. Yüzük,bilezik,saat gibi takıların incelemeden önce çıkarılması gerekir. İncelemeye gelmeden önce duş alınıp vücuttaki kirler arındırılır ,banyodan sonra krem losyon gibi maddeler vücuda sürülmemelidir. Kullanılan ilaç var ise nörofizyoloğa bildirilir. Pace maker(kalp pili) taşıyorsanız ya da kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız,bu durumu incelemeyi yapan nörofizyoloğa bildirin.Bu durum incelemenin yapılmasına engel değildir,ancak hekimin bu konuda bilgi sahibi olması gerekir. Nadirde olsa iğne elektrod batırılan yerlerde incelenme sonrası ağrı ve küçük deri altı kanamaları olabilir.Tümüyle zararsız bir inceleme yöntemidir.Yapılacak incelemein 1 ila 1.5 saat süreceğini dikkate alıp,EMG labaratuvarında yaklaşık 1.5 ila 2 saat geçireceğinizi planlayarak gelmeniz yaralı olacaktır.  

Cardiac Surgery in India

Endoskopi Ünitesi

ENDOSKOPİ NEDİR ? Endoskopi işlemi,sindirim sistemini oluşturan iç organların cerrahi bir müdahale gerekmeksizin ağızdan girilerek incelenmesidir. Endoskopi işleminde başlıca incelenen organlar yemek borusu, mide ve onikiparmak (kalın) bağırsağıdır. Endoskopi Öncesi Yapılan Hazırlıklar Nelerdir ?  Endoskopi olacak hasta bi önceki geceden itibaren yemek yememeli ve bir şey içememelidir. Endoskopi ile hastanın midesi veya kalınbağırsak incelenmesi yapılacaksa işleme mutlaka aç gelinmesi gerekmektedir. Aksi taktirde işlemde istenilen netlik ve kesin tanıların konulmasında zorluk yaşanabilir. Endoskopi Nasıl Uygulanır ? Endoskopi cihazının ucunda bir kamera bulunur.Yaklaşık bir metre uzunluğundadır ve esnek yapıya sahiptir. Endoskopi cihazının ucunda bulunan kamera sayesinde hastalıkların teşhisinin konulmasının yanında endoskobun ucuna eklemlenen aparatlarla biyopsi alınması ve kimi tedavilerin yapılması da sağlanmaktadır. İşleme başlanmadan önce ağız ve boğazın arka kısımları lokal anestezik sprey ile uyuşturulur.Daha sonra hasta sol tarafa yatırılır.Sedasyon da ise damardan verilen sedoanaljezi ilaçları ile hasta yakın takip altında uyutulur.Parmaktan pulse oksimetre cihazı ile parsiyel oksijen basıncı takip altına alınır.Monitör hastanın kalp ritmi izlenir. İşlem Esnasında Yapılanlar Nelerdir  ? Endoskopik işlemler esnasında karpus dediğimiz gövde bölümünden ve midenin çıkışına yakın artrum denilen bölgelerden endoskopi kanalının içerisinden geçirilen biyopsi forsepsi denilen küçük cihaz ile patolojik inceleme için biyopsi parçaları alınır. Alınan parçaların incelenmesi ile mide yüzeyinde helikobakter pilori bakterisinin varlığı,gastritin şiddeti,inteztinalmetaplazi var olup olmadığı genel olarak değerlendirilir.Gastroskopi işlemi esnasında daha tedavi edici işlemler kolayca yapılabilmektedir.Mide deki poliplerin alınması,mide içerisinde zaman içinde oluşan bezoar denilen taşlaşmış gıdaların parçalanıp çıkartılması, yanlışlıkla yurulan yabancı maddelerin ( toplu iğne,pil gibi) çıkarılması bunlara örnektir. Endoskopi Sonrası Nelere Dikkat Edilir ? Sedoanaljezi için verilen ilaçlara agöre hastanın derlenme süresi değişebilmektedir.Bazı sedasyon ilaçlarında süre 30 ila 60 dakikayı bulabilir.Bu hastalarda tedbir amaçlı araç kullanmamaları,imzalı işler yapmamamları veya sorumluluk gerektiren işler düzenlememeli kuvvetle tavsiye edilmektedir.İşlem sonrası hafif rahatszı edici belirtiler olabilir bunlar; şişkinlik,boğaz ağrısı,kramp şeklindedir. Endoskopi Hnagi Durumlarda Yapılır ? Kronik karın ağrısı Reflü Mide ülseri Sürekli mide bulantısı Ağız kokusu Yutkunma zorluğu Yemek borusu ülseri Kronik ishal veya kabızlık Enfeksiyonlar Tümörler Polipler Safra kesesi taşları Anormal kilo kaybı Sindirim sistemiN rahatsızlıklarıdır. Endoskopi İşleminde Riskler Var Mıdır ? Endoskopi cihazı oldukça esnek ve hassas bir yapıya sahip olduğu için hastaya zarar vermez .Dolyısıyla işlem sırasında olabilecek komplikasyon riskleri çok düşüktür.Buna karşın bazı hastalarda endoskopi yan etkisi ,bir kaç gün sürebilen boğaz ağrısı veya anesteziye sebepli gelişen halsizlik şeklinde görülebilir.Bazı hastalarda nadir zamanlarda ; Mide yanması,karı ağrısı  kusma nefes zoruluğu gibi durumlar olabilir.  Bu bulguların oluşması halinde doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.

Cardiac Surgery in India

Estetik Operasyonları

BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ) Burun şekli ya da içerisinde yer alan değişiklikler yapılması için uygulanan plastik cerrahi operasyona burun estetiği adı veriliyor.Aynı zamanda rinoplasti ve nazoplasti gibi farklı tıbbi isimler ile isimlendirilen burun estetiği günümüzde estetik operasyonlar arasında çok sık tercih ediliyor.Burunda meydana gelen şekil bozukluğu bazen estetik bozukluk meydana getirse de bazı kişilerde solunum bozukluğuk gibi sorunlara neden olduğu için yapılması zorunlu hale gelmiştir. Burun Estetiği Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Burunda şekil bozukluğunu gidermek ve kişinin hem hayat kalitesini arttırmak hem de burundaki görsel bozuklukları gidermek için yapılan bir estetik operasyonudur.Büyük ameliyatların her zaman riski olabilir.Kanama,enfeksiyon ve anestezinin verdiği olumsuz etki bunlardan bazılarıdır. Rinoplasti burun deliğinin arasında açılan küçük bir kesikten yapılır.Burun kıkırdağı ya da burnun formunu değiştirmek ya da neler yapılması ne eklentiler uygulanması gerektiği kişinin burun yapısına ve mevcut duruma göre cerrah tarafından değiştirilebilir. PİEZO RİNOPLASTİ Burun estetiği ameliyatları kişinin sağlık sorununa olarak yapılış amaçları bakımından farklılık gösterir.Burun estetiği ameliyatlarının çoğunun yapılma sebebi kişinin nefes almasını engelleyen yapılara sahip olması ya ada burunun estetik görüntüsünü beğenmeyişi olarak gözlemlenir.Piezo yöntemi burun estetiği ameliyatlarında burun kemiğinin kırılmasına gerek kalmadan şekillendirmenin yapılabilmesine olanak tanıdığı için hem doktorlar hemde ameliyat olmak isteyen kişiler tarafından en çok tercih edilen yöntemler arasındadır. Piezo Burun Estetiği Ameliyatı Nasıl Yapılır? Ameliyat süreci açık rinoplasti yöntemi kullanılarak cilde minimal boyutta bir kesinin atılması ile başlar.Bu işlemin hemen ardından burun kemiği piezoelektrik cihazların yaydığı 25-29 kHz frekansında yüksek hızlı ses dalgalarının titreşimi sayesinde kesilir.Bu operasyon gerçekleştirilirken kırma işlemi olmadığı için kemiğin çevresinde bulunan yumuşak dokuya herhangi bir zarar verilmemiş olu.Piezo yönteminin kullanıldığı operasyonlarda ameliyat süresince oluşan kanama diğer yöntemlerde oluşan kanamalara göre çok daha az miktardadır.Operasyon sonrası yüzde şişme ve morluk nadiren rastlanılan durumlar arasındadır. REVİZYON RİNOPLASTİ Daha önce yapılan burun estetiği ameliyatı sonrasında istenmeyen sonuçları gidermek için yapılan ameliyattır.Burun ucu sıkışmış,daralmış,geniş,asimetrik,düşük,sarkık veya aşırı kısaltılmış ve kalkık görünümde olabilir.Bu nedenle revizyon ameliyatlarda başarılı sonuç almak için mevcut problemlerin çok iyi değerlendirilmesi,ameliyat sırasında uygulanabilecek kulak,kaburga kıkırdağı alınması gibi alternatif yaklaşımların önceden planlanıp gereken hazırlıkların yapılması ve ameliyatı yapacak cerrahın bu tür müdahaleler için yeterli bilgi birikimi ve tecrübesinin olması gerekmektedir. Revizyon Rinoplasti Nasıl Yapılır ? Bu düzeltme işlemleri 1-2 saatlik süreçte lokal anestezi altında yapılabilir.Kişiye görede işlem farklılık gösterebilir.Estetik burun ameliyatında burun içerisindeki kıkırdaklar kullanılır,yerleri değiştirilir ve yeniden yerleştirilir.Burun estetiği genel anestesi altında yapılan ameliyatlardır.Yani hasta ameliyat esnasında uykuda olacaktır.Burnun korunması ya da düzgün bir şekilde iyileşmesi açısından alçı veya atel kullanılması gerekebilir.Bazı durumlarda yumuşak iç atel ya da kendi kendine erime özelliği olan nasapor gibi özel pedler burun içine yerleştirilebilir.Ameliyattan sonra bu pedlerin nasıl değiştirileceği hemşireler tarafından anlatılacaktır.Revizyon sonrası göz kapaklarında,göz kısımlarında morluk olabilir.Bu morluk ve şişler 1 hafta içerisinde geçmeye başlar. KEPÇE KULAK AMELİYATI ( OTOPLASTİ ) Tamamen doğumdan kaynaklanan bir sorun kepçe kulaklılık genetik faktörlerden kaynaklı olarak ortaya çıkar.Kulak kepçesi yani aurikulanın yeniden şekillendirilip daha doğal ve estetik hale getirilebilir.Kepçe kulak estetiği yaptıran kişiler operasyon sonrası estetik bir görünüme kavuşmakta ve sosyal yaşamları aktif hale gelmektedir. Kepçe Kulak Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Kapçe kulak ameliyatı ,alanında uzman bir plastik cerrah tarafından hastane koşullarında yapılması gereken bir ameliyattır.Hastanın yaşı göz önünde bulundurularak lokal veya genel anestezi uygulanarak yapılır.Kulaktaki sorunun seviyesine göre değişmekle birlikte genellikle 45-90 dakikalık bir süreçte tamamlanan ameliyat,hastanede kalmayı gerektirmez.Ameliyat esnasında kesiler genel olarak kulak arkasında kalır ve estetik soruna yol açabilecek herhangi bir iz oluşmaz.Oldukça basit ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilen kepçe kulak ameliyatında iyileşme süreci maksimum 1-2 hafta sürer.Bu sürecin sonunda kepçe kulak görünümü tamamen ortadan kalkar ve kişi doğal ve olması gerektiği gibi görünen kulaklara sahip olur. GAMZE ESTETİĞİ Gamze ,genelde yüz kısmında burun yanına doğru doğuştan meydana gelen çukur olarak tanımlanmaktadır.Gamze estetiği,güzel görünmek için kişilerin son günlerde epey ilgisini çeken estetik şeklinde de kabul edilmektedir.Yanakta hoş görüntü yakalaması için önemli olgu olarak kabul edilen gamzeler herhangi bir yaş sınırlaması olmaması ve kişinin 18 yaşına ulaşması halinde ameliyat ile gamze estetiği yapılabilir. Gamze Estetiği Nasıl Yapılır ? Bu cerrahi işlem sırasında gülme kası ağız içindeki mukozaya dikilir yada gerekli olduğu durumlarda söz konusu bölgeden küçük bir yağ yaya da kas dokusu çıkarılabilir.Hasta lokal anestezi altına alındıktan sonra operasyon süreci başlar.Ağzın iç bölgesinden bir parça çıkarılır ve bölgede bir çukurluk oluşturulur.İşlemin ardından bölgeye dikiş atılır.Aynı zamanda operasyonu sonrasında hem elmacık kemikleri,hemde jawline hattı daha belirgin bir hale gelir.İşlem genellikle 15 dakika sürmekle birlikte,daha belirgin gamzelerin istendiği durumlarda 1 saate kadar çıkabilir.Bu süreçte doktor tarafından yumuşak besinler tüketilmesi tavsiye edilir. BADEM GÖZ ESTETİĞİ (KANTOPLASTİ) Badem göz ameliyatı ,daha genç sağlıklı,estetik ve anlamlı bir bakış elde etmek amacıyla gözlere daha çekik bir görünüm verilmesini sağlayan cerrahi bir işlemdir.Bu operasyon sırasında kişilerin gözlerine zarar veren herhangi bir durum söz konusu değildir.Tekniklere,hastalarla beraber onların ihtiyaç ve isteklerine göre karar verilir.Uzman cerrahımız sizler için en uygun olan yöntemi seçecek bu konuda destek verecektir. Badem Göz Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Badem göz ameliyatı hastaya lokal veya genel anestezi uygulayabilmektedir.Öncelikle operasyonun yapılacağı bölge uyuşturulur.Daha sonra göz çevresine küçük bir kesi atılır.Özel cerrahi iplikler kullanılarak açılan bu kesilerden göz yukarı doğru çekilir ve erimeyen ipler yardımıyla kemik zarına sabitlenir.Eriyen iplik kullanılarak kesi dikilir.Badem göz ameliyatı sırasında ermeyen iplik kullanılmasının sebebi hasta ileride tekrar eski haline dönmek isterse lokal anestezi uygulanır ve dikişler alınır.Böylelikle hasta operasyon öncesindeki görüşüne sahip olur. GÖZ KAPAĞI AMELİYATI ( BLEFAROPLASTİ ) Yaşlanma,yer çekimi,genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle üst göz kapağı cildinde sarka ve göz altında torbalanmalar meydana gelir.Bu görüntü yorgun uykusuz ve yaşlı görünüme yol açar.Üst göz kapağı estetiği,üst göz kapağındaki fazla ,sarkmış olan derinin eksize edilerek hastaya daha genç bir görünüm kazandırma işlemidir. Göz Kapağı Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Üst göz kapağı cildinde yaşla oluşan sarkmalar için göz kapağı estetik ameliyatı yani "üst kapak Blefaroplasti" lokal anestezi ile gerçekleştirilir ve 2 göz kapağı için toplam 45 dakika -1 saat sürer.Ameliyat sonrası ilk günlerde kapaklarda ödem ve morarmalar izlenebilir.Üst göz kapağı estetiği ya da göz kapağı düşüklüğü ameliyatı bölgedeki fazla deri ve kas dokusunun kesilerek çıkarılması işlemidir.Ameliyat sonrası buz uygulaması önemlidir 36-48 saat buz tatbiki ,göz çevresinde oluşan morluğu minimalize eder.Üst göz kapağı ameliyatı sonrası 3-4 günde alt göz kapağı ameliyatı hasta1 haftanın sonrasında normal hayata döner. MEME DİKLEŞTİRME  Meme dikleştirme , bazı nedenlerden eslastikliğini ve hacmini kaybetmiş sarkık göğüslerin dikilmesi ve sıkılaştırılmasına denir. Göğüste Sarkma veya Sarkma Nedenleri;Hamilelikte ve emzirme ,aşırı gerilmiş cilt, süt üretiminden sonra kendi kendine çekilemez,kilo kaybı göğüslerde yağ dokusu kaybı,yaşlanma süreci cilt elastikliğinin kaybı gibidir. Meme Dikleştirme Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Meme dikleştirme veya diğer ismi ile mastopeksi ,göğüsleri dikleştirmek için yapılan bir ameliyat türüdür.Estetik meme cerrahi kliniğinde ya da hastanede yapılabilir.Meme dikleştirme ameliyatı sırasında genel anestezi uygulanır.Bu ağrısız bir şekilde işlem geçirmenize olanak tanır.Profesyonelin kararına göre bir ilaç ve ağrıyı engellemek için göğüslerinizin etrafındaki bölgeyi uyuşturmak adına lokal anestezi de uygulanabilir.Cerrah,göğüslere 1 ila 3 cerrahi kesi uygulayacaktır.Bu işlem sayesinde fazla deri ve bazen meme dokusu çıkarılır. Meme başı tekrar konumlandırılır.Kadınlar sarkık göğüslerinin daha iyi görünmesini sağlamak adına bu işlemi tercih ederler. MEME KÜÇÜLTME Meme küçültme ameliyatı (Redeuction Mammaplasty) estetik göğüs ameliyatlar içerisinde temelde göğüs dikleştirme ameliyatlarına çok yakın bir ameliyattır.Meme küçültme ameliyatının tek farkı bu ameliyatta meme dikleştirirken memenin içerisindeki bezlerden ve yağlardan bir kısmı ve bir miktar deri de alınarak yapılması.Böylece hem küçülür hemde şekli düzelir.Her kadın için meme,kendini özgüven dolu ,güzel ve kadın gibi hissettirmesinde oldukça önemlidir. Meme Küçültme Nasıl Yapılır ? Ameliyat ,lolipop kesi ve ters T kesi yöntemleri kullanılarak,memenin boyutuna göre 2,5 ile 4 saat içinde tamamlanır.Lolipopkesi yönteminde,meme ucunun çevresi dairesel olarak kesilir ve ardından meme dokusu ve fazla cilt dokusu alınır.Süt kanallarına zarar görmemesi için özen gösterilerek deri kapatılır ve ardından iyileşmenin hızlanması ve meme içinde biriken kanın dışa atılması için bölgeye dren koyularak ameliyat tamamlanır.Meme  küçültme ameliyatından sonra kişinin,bir gün süreyle hastanede yatması gerekir.Dren çekildikten ve pansuman yapıldıktan sonra hasta taburcu edilir. MEME BÜYÜTME  Meme (göğüs) büyütme ameliyatı, en sık uygulanan şekli meme'ye implant (silikon) yerleştirilerek ,meme'nin boyutuna artırmaya veya eski haline getirmeyi sağlayan cerrahi bir tekniktir.Hasta kendini göğüs büyütme ameliyatı olduktan sonra nasıl görüneceğini kendi gözleri ile öncesinde görebilir.Sonrasında doktor oluşturduğu strateji ile operasyonu planlar. Meme Protezi Nasıl Yerleştirilir ? Göğüs ön duvarında bulunan pektrolis major kasının altına mı üstüne mi yerleştirileceğine ameliyata girecek kişinin tercih ve isteklerine bağlı,olarak karar verilmektedir.Eğer protez kas altına yerleştirilirse protezin üzeri daha kalın bir doku ile örtülmüş olur,eğer kas üzerine yerleştirilirse daha belirgin bir meme görüntüsü elde edilirken doğallıktan biraz daha uzak bir sonuç meydana gelir. Sağladığı avantaj arasında ise kas altına göre çok daha eser miktarda bir ağrı yaratmasıdır.Estetik meme küçültme ameliyatında büyük olan meme dokusu kişinin vucut ölçülerine göre yeniden şekillendirilir.Arzu ettiğiniz görüntü için uzman doktorlarımız eşliğinde size uygun görünümü sağlıyoruz. JİNEKOMASTİ "Erkeklerde meme büyümesi" veya "jinekomasti" nedir sorusunu kısaca "bir erkek memesinin ,değişik nedenlerle ,normalden daha büyük boyutlara ulaşması"şeklinde yanıtlayabiliriz.Erkekte meme'nin küçültülmesi yani erkekte meme küçültme ameliyatı günümüzde erkekler arasında en sık yapılan estetik ameliyatlardan bir tanesidir ve son derece yüz güldürücü ve kalıcı sonuçlar alınmaktadır. Jinekomasti belirtileri ve semptomları arasında önceliklle şişmiş meme dokusu ve kimi zaman göğüslerde hassasiyet ya da bir veya her iki meme'de meme başı akıntısı olması durumunda bireyin bir an önce doktora başvurması gereklidir. Jinekomasti Tedavisinde Neler Yapılır ? İlaç tedavisi: Jinekomastide ilaç tedavisi kapsamında sıklıkla östrojen reseptörlerini engelleyen raloksifen ve tamoksifen gibi ilaçlar kullanılır. Cerrahi işlem : Sıklıkla başvurulan diğer bir yöntem olan jinekomasti ameliyatı ile meme dokusundaki yağ ve salgı bezlerinin ameliyatla çıkarılması hedeflenir.Mastektomi adı verilen bu işlem sıklıkla kapalı yöntemle küçük bir kesiyle yapılır ve kozmetik sonuçları oldukça yüz güldürücüdür. Diğer girişimsel yöntemler: Yağ oranının hakim olduğu jinekomasti olgularında,liposuction gibi ultrasonla görüntüleme yöntemleri uygulanabilir. Aparatlar: Jinekomasti korsesi ve jinekomasti atleti gibi çeşitli aparatların özellikle jinekomasti ameliyatı sonrası kullanılması önerilir.  

Cardiac Surgery in India

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON Merkezimiz'in Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünde hastalarımıza çağdaş tıbbın tüm tanı ve tedavi yöntemleri doğrultusunda uzman doktor, fizyoterapist,fizik tedavi teknikeri ve hemşire kadrosuyla güler yüzlü ve kaliteli hizmet parolasıyla hizmet verilmektedir.Hastalarımız tanı ve tedavilerinin gerektirdiği şekilde ayaktan ve yatarak tedavi edilebilmektedir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümümüz'de osteoporoz (kemik erimesi),osteoartrit (kireçlenmeler),boyun ve bel fıtıkları,omuz-diz ağrıları ve romatizmal hastalıkların yanı sıra nörolojik (inme, MS, Parkinson, parapleji) ve ortopedik rehabilitasyon hastaları (diz ve kalça protezi, artroskopi sonrası), spor ve el yaralanmaları,pediatrik hastalıklar (serebral palsi) da tedaviye alınmaktadır.Tedavilerimizle modern teknoloji ekipmanlarıyla hastaların günlük yaşam aktiviteleri maksimum düzeyde sağlanmaya çalışılmaktadır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümü günümüz'de tüm tıp dallarında tanısı ve tedavisi olan hastalıklarda da tamamlayıcı bir tıp dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümün'de çocuk ve yetişkin hemen her türlü hastaya rehabilitasyon anlamında destek verilebilmektedir. Fizik Tedavi Kimlere Yygulanır ? Fizik tedavi ve rehabilitasyon, çeşitli hastalıkların tedavisinde fiziksel araçları ve egzersizleri kullanarak insanlara ağrısız ve özgür hareket olanağı veren, yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan bir tıp dalıdır. Genel olarak hareket sistemi rahatsızlıklarında yaygın olarak kullanılmakla birlikte, diğer tüm sistem rahatsızlıklarının kronik dönemlerinde veya iyileşme safhasında da fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemlerini kullanmak mümkündür. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyonun En Yaygın Şekilde Kullanıldığı Rahatsızlıklar Nelerdir ? Boyun,sırt,omuz, dirsek,el bileği – el,bel,kalça,diz,ayak,ayak bileği ve topuk bölgesindeki ağrılı rahatsızlıklar (menisküs, topuk dikeni,eklem kireçlenmeleri gibi), Bel ve boyun fıtıkları, Eklem ağrısı ve hareket tutukluğu yapan romatizmal hastalıklar (osteoartrit, artroz, romatoid artrit, ankilozan spondilit…), Fibromiyalji,miyalji,tenisçi dirseği,tetik parmak,selülit vb. yumuşak doku hastalıkları, Karpal tünel sendromu,tarsal tünel sendromu,siyatik sinir sıkışması gibi sinir sıkışmaları, Huzursuz bacak sendromu, Duruş bozukluklarına bağlı boyun,sırt ve bel ağrıları, Skolyoz,kifoz (kamburluk) denilen omurga eğrilikleri, Yaygın olarak kemik erimesi adıyla bilinen osteoporozda, Yüz felci İnme adı verilen yarım vücut felçlerinde (beyin kanaması veya beyin damarlarında tıkanmaya bağlı felçler) İş veya trafik kazası sonucu oluşan omurilik yaralanmalarında (parapleji) Çocuklarda doğuştan veya sonradan oluşan felçlerde ve spastik durumlarda (spastik serebral palsi) Spastisite, Kırıklara ve diğer ortopedik nedenlere bağlı gelişebilen kas zayıflıkları,eklem ağrısı ve eklem hareket kısıtlılıkları, Protez ameliyatlarının öncesi ve sonrası El ameliyatları öncesi ve sonrası , Spor yaralanmaları (ön-arka-çapraz bağ yırtıkları,menisküs yaralanmaları vb) Yaşlılığa bağlı omurga sorunlarında Lenfödem En Çok Kullanılan Fizik Tedavi Yöntemleri Sıcak Tedaviler: İnfraruj,hot pack, parafin Soğuk Tedaviler: Cold pack, kriyoterapi Elektrik Akım Tedavileri: TENS, interferans,Nöro-müsküler Elektiriksel Stimülasyon (Compex) Ultrason tedavisi, Vakumlu Tedavi Yöntemleri: Vakum enterferans Lazer Tedavileri: Hilterapi (Yüksek yoğunluklu lazer) Şok dalga tedavisi (ESWT) Pnömatik kompresyon-Lemfopres (lenfatik drenaj için) Spesifik egzersiz tedavileri (aletli ve aletsiz egzersizler) Ozon tedavisi Girdap banyosu( whirlpool) Fizik tedavi, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının her hastaya özel olarak düzenlediği fizik tedavi programına, öneri ve uyarılarına göre fizyoterapist ve elektroterapist tarafından yapılır. Fizik Tedavide çeşitli metodlar 1-1.5 saat süren seanslar halinde uygulanır ve ortalama seans sayısı 15-20 arasındadır. Rehabilitasyon ise en az 1 saat süren seanslar halinde, en az 30 seans söz konusudur. Osteoartrit (Kireçlenme) Osteoartrit (kireçlenme) eklem ağrısı,hareket kısıtlanması ile kendini gösteren yaşla birlikte giderek artan bir birikim ve yıpranma hastalığıdır. Günümüzün en önemli halk sağlığı problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.Günlük yaşantımızın içinde var olan pek çok faktörden etkilenmekte ve çok farklı şekillerde sonuçlanabilmektedir.Tedavide hastaların ağrı ve diğer şikayetlerinin azaltılarak yaşam kalitesinin artırılması, eklem fonksiyonlarının korunması ve iyileştirilmesi, sakatlıkların önlenmesi birinci sırada gelmektedir. Osteoporoz (Kemik Erimesi) Osteoporoz (kemik erimesi) vücudumuzdaki kemik miktarının ve kemik kalitesinin menopoz,tiroid hastalıkları,hareketsizlik,bazı ilaçlar,alkol kullanımı gibi pek çok nedenden etkilenerek azalmasıdır.Hastalık kolayca oluşan kemik kırıkları ve ağrı ile karşımıza çıkar.Tanısında muayene, kan ve idrar tetkikleri,röntgen ve kemik dansitometresi (kemik ölçümü) yapılmaktadır.Tedavisinde kırıkların önlenmesi,kemik miktarının korunması ve artırılması,yaşam kalitesinin artırılması hedeflenir.Beslenmenin düzenlenmesi,uygun egzersiz programının yapılması,ilaç ve fizik tedavi yöntemleri ile ağrının ve fonksiyonel bozuklukların düzeltilmesi ile tedavi edilir. Boyun ve Bel Fıtıkları: Boyun ve bel fıtıkları omurlar arasındaki disk dediğimiz yapıların boyun ve bel bölgesinin bilinçsiz ve zor kullanılması,ağır kaldırma,ani ve ters hareketler,travmalar sonucunda şekil ve yer değiştirmesi ile ortaya çıkar.Tedavide istirahat,ilaç tedavisi,hasta eğitimi,fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri,ileri dönemlerde ise cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Ortopedik Rehabilitasyon: Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümümüz hastanemizin ortopedi bölümü ile işbirliği içinde çalışmaktadır. Hastaların ortopedik cerrahi girişimlerin öncesinde kas ve eklemlerin hazırlığı,cerrahi sonrasında da iyileşmenin hızlanması ve geliştirilmesi bakımından rehabilitasyona ihtiyaç duyduğu günümüzde tüm tıp çevrelerinde kabul edilen ve önerilen bir yaklaşımdır.Hastanemizde de artroplasti (diz ve kalça gibi protez ameliyatları),artroskopik girişimler (bağ ve menisküs tamiri),kırıklar,el yaralanmaları ve ortopedi bölümünde ayaktan ya da yatarak tedavi gören tüm hastalarda gerekli rehabilitasyon hizmetleri bölümümüzce sağlanmaktadır. Nörolojik Rehabilitasyon: Fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümümüz hastanemizin nöroloji ve beyin cerrahisi bölümleri ile işbirliği içinde çalışmaktadır. Hastalar yapılan her türlü nörolojik cerrahi girişimin öncesinde ve sonrasında polikliniğimizde değerlendirilmekte yatarak ya da ayaktan rehabilitasyon programları uygulanmaktadır. Ayrıca nöroloji bölümümüz'de takip edilen inme, MS ve diğer hasta gruplarına da yatarak ya da ayaktan fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulanabilmektedir. Sporcu Rehabilitasyonu: Hangi kategoride spor yapılırsa yapılsın gerek erken dönem,gerekse geç dönem sonuçları hem olumlu hem de olumsuz yönde rehabilitasyon tıbbının ilgi alanına girmektedir.Bölümümüzde spor yaralanmaları Ortopedi Bölümü ile işbirliği içinde izlenmektedir.

Cardiac Surgery in India

Genel Cerrahi

GENEL CERRAHI NEDİR? Cerrahi, tıp dalları içerisinde en eski dallardan birisidir.Bununla beraber ilaç ile ya da başka tedavi metotlarıyla iyilşetirilemeyen rahatsızlıkların,vücuttaki yapı bozukluğunun ,yaralanmanın ameliyat sayesinde onarılması veya hastalıklı organın kesilerek çıkarılmasıyla doğal ve uygun haline dönüştürülmesi esasına dayanmaktadır. Genel Cerrahi Kliniğinde hastalarımızı en iyi şekilde tetkik ve tedavi edilebilmek için çalışmaktayız. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde gelişmiş teknolojiye sahip cihazlarla, diğer branşlar ile birlikte (multidisipliner) yakın iletişim halinde bulunarak, en güncel tedavi yöntemlerini kullanarak,hastalarımızın en kısa sürede sağlıklarına kavuşmasını sağlamaktayız.Çalışma prensibi olarak hastalarımızın mutluluğunu,kendi mutluluğumuz saymaktayız. Genel Cerrahi Hangi Hastalıklara Bakar ? Hastalıklarla ilgili geniş bir alana bakan bu bölüm,genellikle,karın ve bu bölgeye bağlı olan organların yanı sıra pek çok hastalık türünün incelendiği ve tedavisinin yapıldığı alandır . Kolon - Rektum tümörleri,iltihabi hastalıklar, Karaciğerin iyi yada kötü huylu tümörleri, kistleri Çeşitli yumuşak doku enfeksiyonları Obezite Cerrahi Tip 2 Diyabet Cerrahi Meme Kanseri ve memenin iyi huylu hastalıkları Kıl Dönmesi Hemoroid (Basur) Tiroid Nodülleri ve Kanseri Ülser (Peptik Ülser) Laparoskopik Reflü Cerrahisi Laparoskopik Fıtık Cerrahisi Göbek Fıtığı Bağırsak Tıkanıkları (İleus) Apandisit (Kör Bağırsak) Hastalığı Sindirim sistemi  Kas ve iskelet sistem,el-kafa yaralanması dahil olmak üzere kapsamlı olan travma yaralanması dahil olmak üzere kapsamlı olan travma yönetimi.Yaralı hastaların bütün bakım etaplarındaki sorumluluk genel cerrahi bölümünün temel bileşeni olarak açıklanabilir. Genel cerrahi bölümünde;ağırlıklı olarak üç sistemin ameliyatlarına odaklanarak hizmet verilir.Birincisi meme ve tiroit kanserleri ile adrenal tümörlerini kapsayan endokrin sistemidir.İkincisi kolon ve rektum kanseri cerrahisinin yanı sıra mide kanseri ameliyatlarınıda içeren gastrointestinal sistemdir.Üçüncü olarak odaklandığımız sistem ise hepatopankreatikobiliyer olarak tanımlanan karaciğer, pankreas ve safra sistemi kanserlerine yönelik olarak yapılan amleliyatlardır. Geniş bir tanımla ;sindirim,endokrin,hepotbilier sütemler,iyi huylu tümörler,kanserler,anorektal hastalıklar gruplarına bakan bölümdür.

Cardiac Surgery in India

Güzellik ve Estetik

KARIN GERME ( ABDOMİNOPLASTİ) Çeşitli nedenlerle karın bölgesinde yağ fazlalığı,deri fazlalığı,sarkıklık ve benzeri sorunları olan bireyler için son yıllarda tıpda meydana gelen gelişmeler sonucunda uygulanmaya başlanan tedavi yöntemlerinden bir tanesi karın germe ameliyatıdır.Bu ameliyat özellikle bir kaç doğum yapmış karın bölgesi derisinde çatlaklar oluşmuş ve sarkmış karın kasları zayıflamış kadınlarda son derece faydalıdır. Karın Bölgesinde Bulunan Fazlalıkların Nedeni Şunlardır; Yağlar Deriler Sarkıklık Bu nedenlerden dolayı yapılan operasyonda özellikle göbek deliğinin çevresinde bulunan çatlaklar yok edilebilir. Karın germe derrahisi müdahale sonrasında insanlar düz bir karına kısa sürede kavuşur. Ameliyat İşlemi Nasıldır ? İlk muayenenizde cerrahınız genel sağlık durumunuz ,karın bölgesindeki yağ miktarı ve dağılımı ,karın cildinin sarkıklığı ve fazlalığı ve deri kalitesini öğrenecektir.Bu muayene sırasında doktorunuza kullandığınız ilaçlar hakkında bilgi vermelisiniz.Bu muayene esnasında doktorunuza söylemeniz gereken bir diğer konu,bu ameliyatı neden istediğiniz ve bu ameliyattan neler beklediğiniz ile ilgilidir.Karın germe ameliyatında sarkmış çatlamış olan karın kasları sıkılaştırılır ve eski şekline kavuşması sağlanır. Ameliyat sırasında atılan kesiler estetik dikiş ile kapatılır ve böylece iz kalması minimuma düşer.Genel olarak bu işlem hastanın durumuna göre 2 ile 5 arasında değişen sürelerde tamamlanıyor. Eğer gevşeklik ve sarkma problemi çok fazla değilse kısa sürmektedir.Genel anestezi ile yapılan ameliyat uygun sağlık koşulları altında ,hastane ortamında yapılmalıdır.Hastaların çoğunda,düzenli egzersiz ve diyetle mükemmel sonuç yıllarca korunabilir.Daha düz bir karın size kendinize olan güveninizi geri kazandıracaktır. Karın Gerdirme Ameliyatı Olanlar İçin Şu İşlemler Yapılır; Hasta genel anestezi yolu ile uyutulur. Göbek çevresideki deri,kasıklardan ayrılır ve o bölge açılır. Ortaya çıkan alanda bulunan karın kasları ise gerdirilir. Sonrasında deri daha fazla gerdirilerek hastanın tekrar kapatılması sağlanır. Ayrıca bu bölgede bulunan fazla deri de çıkarılır. Hasta ameliyattan çıkar ve öncesine göre fazla deri,sarkık vucüt vb. ağırlık yapan etmenlerden kurtulur. Karın germe ameliyatında karına fazla su birikmemesi için dren denen mini tüpler takılır. Bu tüpler takılmaz ise fazla sıvı dışarı atılmadığından enfeksiyon vb.gibi bazı komplikasyonlar ortaya çıkar. Karın Germe Ameliyatının Farklı Versiyonları Bulunmaktadır; Ameliyatsız karın germe Endoskopik karın germe Yarım karın germe Lazerle karın germe Karın germe ameliyatı iyileşme süreci hastanın kendine ne kadar iyi baktığına bağlıdır.Hasta sağlığına ne kadar dikkat ederse ameliyattan sonra görülen komplikasyonlar azalır ve ameliyatın başarı oranı da bir o kadar artar. BACAK GERME  AMELİYATI Vücutta ilerleyen yaşa bağlı olarak çeşitli değişimler gözlenmektedir. Bu değişimler içinde deri sarkmaları sıklıkla rastlanan sorunlar arasındadır.Deri sarkmalarının başlıca nedenleri arasında kişinin yaşlanması, hamilelik sonrası aşırı kilo vermeleri vardır.Bu tür durumların sonuçlarında beden'de bulunan kolajen ve estetik liflerin yapılarında ve dizilimlerinde değişimler meydana gelerek vücut formunda bozulmalara yol açar.Bu bozulmaların en çok görüldüğü yerlerden biri bacaklardır.Vücudun kasıklardan ayak tabanına kadar uzanan bu bölümünde deri sarkmalarına rastlanır.İşte bu bozulmaların giderilmesi adına yapılan bacak germe ameliyatları hakkında bu sorundan muzdarip kişi sayısı fazla olacak ki merak edilen çok fazla konu vardır. Bacak Germe Ameliyatı Nedir ve Nasıl Yapılır ? Bacak germe operasyonu,bacaktaki derinin sarkması ve gevşemesi sonucu çeşitli bozulmalar estetik görüntüyü bozması sebebiyle bu sorunun giderilmesi adına uygulanan bir işlemdir.Bacak germe ameliyatının amacı vücuttan uzaklaştırmak istenen yağ tabakasının alınması ve bacaktaki bozulmaların derinin gerdirilerek giderilmesini sağlamaktır.İşlem uyluk bölgesinde yani üst bacaklarda gerçekleştirilecekse kişiye genel anestezi uygulaması yapılır.Bünyeden bünyeye göre her ameliyat süresinde farklılıklar görülür ve bu normaldir.Genel baz alınarak düşünüldüğünde istisnai durumlar hariç bacak germe ameliyatları 1-2 saat civarı sürer.  Bacak germe ameliyatından sonra normal hayat standartlarının başında gelen yürüme ve oturma ihtiyacının karşılanabilmesi için operasyondan sonra 7-10 gün geçmesi gerekir.Kişinin duş alabilmesi için ameliyatın üstünden 2 gün geçmesi yeterli bir süre iken sportif aktivitelere geri dönülmesi için 3 hafta geçmesi gerekmektedir.Ayrıca bu sportif aktivitelerin içine kesinlikle koşu dahil edilmemelidir. KOL GERME (BRAKİOPLASTİ) Pazı derisi olarak da bilinen üst kol bölgesi,yaşın ilerlemesi ve özellikle fazla kilo alıp verme sonucu sarkabilir. Brakioplasti adıyla da bilinen kol germe estetiği ise bu problemin ortadan kaldırmak için uygulanan bir yöntemdir. Plastik cerrahi operasyon sayesinde hem fiziksel hemde duygusal açıdan rahatsızlık veren bu sorundan kurtulmak mümkündür.Genel anestezi altında gerçekleşmektedir.Ortalama 1-3 saat sürer.Hasta ameliyat öncesi gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra anestezi hekimliğince uyutulur.Hastanın kolunu kapattığında izi görünmeyecek şekilde ameliyat yapılması planlanılır.İz koltuk altında kalır. Kol Germe Ameliyatında Kİmlere Hangi teknikler Uygulanır ? Doğum sonrasında hızlı kilo alıp  verme tüp mide ameliyatı sonrası hızlı kilo verme gibi durumlarda vücutta deformasyonlar meydana gelebiliyor.Bu deformasyonları düzeltmek için,kol germe ameliyatları yapılır.Kol germe ameliyatı koldaki sarkmış bölge cerrahi olarak çıkartılarak yeniden şekillendirilir.Bu operasyonda iki farklı teknik uygulanır.Bunlardan bir tanesi kısa izle yapılan mini kol germe ameliyatı diğeri ise standart kol germe ameliyatıdır. Mini Kol Germe Ameliyatı Liposuction ile kombine işlemler yada mini kol germe ameliyatı yapılabilir. Bu tür ameliyatlarda izi genellikle kol altına saklamak mümkündür. Mini kol germe ameliyatlarda izler koltuk altının iç yüzünde kalıyor.Koltuk altının iç yüzüne yaklaşık 5 cm kadar bir kesi yapılır.Bu yapılan kesi alanından eliptik bir doku çakartılır.Daha öncesi liposuction ile kolda inceltme işlemi uygulandığı için deri koltuk altı bölgesine toplanır.İzler tamamen koltuk altında kalır. Standart Kol Germe Ameliyatı Halk arasında daha çok yarasa kanadı olarak bilinen ağır derecedeki bir sarkmada yara izinin kolun iç yüzünde kalacak şekilde giderilmesi mümkün olabilir.Standart kol germe ameliyatında izler dirsek içyüzünden başlar ve koltuk altına doğru uzanır.Sarkık kol ameliyatı sonrası izler buradaki izlerin solması yaklaşık 1 yıllık bir süreci alıyor.İki ayda pembemsi görünümde olan izler 6 ayla 1 yıl arasında solar ve belli belirsiz bir hale gelir. Kol  Germe Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Kol germe ameliyatının uygulama adımları,hastanın sağlık durumuna,sorunlu bölge sayısına ve sorunun büyüklüğüne bağlı olarak değişikliğe uğrayarak ancak genel olarak aşağıdaki adımlar takip edilir. Kol germe ameliyatı genel ya da lokal anestezi altında uygulanır.Hasta anestezi etkisiyle uyutulur. Pazu olarak adlandırılan kolun üst bölgesine,iç ve arka kısımdan olmak üzere kesi atılır. Sarkmaya neden olan sarkık üst deri ve koldaki fazla yağ dokusu çıkarılır. Ameliyat öncesi kolu şekillendirmek için farklı planlamalar yapıldı ise işlemler gerçekleştirilir. Kesi bölgesi ,kol germe ameliyatı izi kalmaması amacıyla özenle dikilir. Kesi bölgesine pansuman yapılarak sarılır. İşlem tamamlandıktan sonra anestezi olan hasta uyandırılır. Ameliyat öncesi şu tetkikler yapılır; Kan tahlili Anestezi seçimi Hastalık öyküsü Kullanılan ilaçların doktora bildirilmesi Alkol ve sigara tüketimi Yeme ve içme  Ameliyat planlaması yapılması Kol sarkması ameliyatı sonrası pansumanların günlük 1 yada 2 kere batikon ile yapılması ve temiz tutulması çok önemlidir.Kol germe ameliyatı sonrası iyileşme süreci bu tamamen hastanın sorumluluğundadır. Kol Germe Ameliyatının risk ve yan etkileri aşağıda belirtildiği gibi sıralanabilir; Alerjik reaksiyon Kanama Enfeksiyon Şişlik Kol bölgesinde halsizlik Asimetrik kol görüntüsü hakkında daha net değerlendirmeler yapılabilir ve gerek görülmesi durumunda ek ameliyatlara başvurulabilir. LİPOSUCTİON ( YAĞ ALDIRMA AMELİYATI ) Liposuction ya da lipo,plastik cerrahide kullanılan bir tür yağ alma prosedürüdür. İşlem genel,bölgesel veya lokal anestezi altında yapılmaktadır. Yağ emmek için bir kanül venegatif basınç kullanılır. Kozmetik bir prosedür olarak;normal kilolu veya iyi cilt elastikiyetine sahip kişilerde iyi bir sonuç verdiğine inanılmaktadır. Liposuction İçin Uygun Hastalar Kimlerdir ? Henüz doğum yapmamış (kadınlar için) Sürekli tedavi almak zorunda olduğu bir hastalığı olmayan Hareket engeli bulunmayan Bel,karın,sırt,basen,kaça,uyluk iç yüzü,düz çevresi,çene altı gibi bölgelerde yağ fazlalığı olan ve tüm uğraşına rağmen bunlardan kurtulmayan hastalardır. Liposuction Türleri Nelerdir ? Emme Destekli Liposuction Şişen liposuction (Tumescent liposuction) Ultrasonografi Destekli Liposuction (UAL) Lazer Yardımlı Liposuction Smartlipo liposuction Safelipo Liposuction Liposuction Nasıl Uygulanır ? Liposuction ameliyatında inatçı yağlanma bölgesi,özel bir sıvı enjeksiyonu ile şişirilir.Daha sonra bu bölge üzerine veya yakınına bir kaç mm uzunluğunda birkaç kesi yapılır.Bu kesilerden hastanın durumuna göre 2-6 mm çapındaki kanül denilen metal borular deri altı tabakası içine sokulur ve kanüller şeffaf hortumlarla vakum cihazına bağlıdır.Vakum aracılığı ile yağların emilmesi işlem arzu edilen vücut konturu ve bunun yanında düzgün bir cilt yüzeyi sağlanıncaya kadar devam eder.Ameliyat ,hastane koşullarında ameliyathane ve anestezi uzmanının gözetiminde yapılır.Ameliyat sonrası hastaya pansuman yapılır.Hasta korse giymeye 5-6 hafta devam eder.Vakum uygulanmış alanlarda morumsu renk değişiklikleri olabilir.Şişlik,karıncalanma ve yanma hissi olabilir.Bunları 3 hafta içinde izleri de 2-6 ay içinde belli belirsiz hale gelir. Liposuction İşleminin Uygulandığı Bölgeler Arasında : Uyluk Çenen altı diğer bir değişle gıdı Boyun bölgesi Karın Alt ve iç bacak Kalça Basen Üst kol Erkeklerde göğüs bölgesi bulunmaktadır. Bu yağların parçalanma işlemi gerçekleştirdikten sonra mikro kesikler yine aynı şekilde mikro dikişler ile kapatılır.Bu sayede operasyon geçirmiş kişiyi rahatsız edebilecek ya da görsel bir kusur oluşturabilecek herhangi bir iz kalmaz. Liposuction Vücutta Yapıldığı Bölgeler; Kol liposuction Bacak liposuction Diz liposuction Basen liposuction Karın liposuction Ense liposuction Gıdık liposuction dur. VAJİNOPLASTİ Vajinoplasti operasyonları iç genital bölgeye yönelik yapılan estetik operasyonlarından biridir.Jinekoloji uzmanları tarafından uygulanmaktadır.Zaman içerisinde genişleyen vajinanın cerrahi operasyonla daraltılmasıyla eski formuna dönmesi sağlanır.Rekonstruktif olarak bilinen yeniden onarım ameliyatları arasında sayılabilir.Vajina kaslarının zayıflamasıyla ortaya çıkan bu genişleme durumuna,ilerleyen süreçlerde vajinal gaz çıkarma veya idrar kaçırma gibi durumlar eşlik edebilir. Vajinal Genişlemenin Sebepleri; Hasta birden fazla doğum yapmış olabilir. Vajinal bölge hasar almış olabilir. Daha önce yapılan operasyonlarda dikiş ve yaralara iyi bakılmamış olabilir. Hastanın kendi yapısı geniş olabilir. Doğum sırasında bebeğin iriliğinden kaynaklı yırtıklar yaşanmış olabilir. Vajinoplasti Nasıl Yapılır ? Vajinoplasti ameliyatlarını jinekolog hekimler gerçekleştirmektedir.Çünkü vajina estetiği sanılan aksine herhangi bir estetik operasyon gibi değildir,vajinayı yeniden yapılandırırken görüntünün dışında vajinanın işlevine de büyük katkı sağlar.Hastaya yapılacak işlem epidural anestezi söz konusuysa operasyona tok,genel anestezi söz konusu ise aç girmesi gerekmektedir.Operasyonda fazla doku çıkarılır.Varsa gevşemiş olan kas dokusu cerrahi müdahale ile sıkılaştırılır.Operasyon sırasında karın bölgesinde herhangi bir kesi işlemi yapılmaz.Yapılan kesiler vajina bölgesi içerisinde kalır. Ameliyatta vajina boyunda değişiklik olmamaktadır.Pelvik taban kaslarını güçlendiren kegel egzersizleri, bağ dokusunun güçlü kalmasına yardımcı olacaktır. Vajinoplasti Ameliyatından Sonra Neler Yapılmalıdır? Vajinoplasti operasyonundan sonra hafif ağrı ve kanama beklenen bir durumdur. Hasta aynı gün taburcu olabilir. Vajina içine yerleştirilen tampon ertesi gün doktor tarafından çıkartılacaktır. 1-2 günlük süre içerisinde normal hayata geri dönülebilir. 6-8 saat sonra doktorunuzun izniyle ayakta duş alabilmek mümkündür. Dikişler eridiği için dikiş aldırma işlemi yoktur. Pansuman ve ilaç kullanımı aksatılmadan yapılmalıdır. İdrar yaptıktan sonra bölgenin temizliğine özen gösterilmektedir.Bölgenin temiz tutulmaması enfeksiyon riskini arttırmaktadır. Ameliyat sonrası beslenmeye dikkat edilmelidir.Sigara tüketilmemelidir. Ameliyattan sonraki 1 ay ağır egzersiz yapılmamalıdır. 6 hafta denize ,havuza ve saunaya girilmemelidir.Oturmalı banyo yapılmamalıdır. Vajinal estetiğin dünya genelinde ilgi görmeye başlaması hastaların çekincelerini de azaltan faktörlerindendir. Oldukça yaygın gerçekleştirilen bu uygulama ,operasyona duyulan güveni de arttırmaktadır.Operasyon sürecin kısa olması ,operasyon süresinin kısa olması,operasyon sonrası süreci kolay geçmesi,hayata kolay adaptasyon gibi avantajlar hastaların çevresine karşı duyduğu çekinceleri de minimuma indirmektedir. LABİOPLASTİ Labioplasti ameliyatı,kadın dış genital organlarının ilabia minörlerin (iç dudak) doğal boyutlarına ve görünümlerine normal oranlarda geri dönmesini sağlayan yeniden şekillendirme ameliyatıdır.Bu ameliyat genellikle kozmetik nedenlerle değil,aynı zamanda işlevsel nedenlerle de istenmektedir.Bazı kadınlar aşırı büyük veya uzun labiaların cinsel ilişki sırasında vajinaya sarkabileceğini fark ederken,diğerleri belirli giysilerde rahatsızlık olduğunu bildirmektedir.Ameliyat sırasında,labia minörden (iç dudak) bir kama çıkarılarak ve oluşan yarayı onarmak için lokal bir doku flebi kullanılacaktır.Genellikle iyi sonuçlar vermektedir.Çoğu hasta, bölgenin iki hafta sonra iyileştiği ve altı hafta sonra tamamen normale döndüğünü  tespit eder.Ayakta yapılan ve sadece lokal anestezi uygulanan bir işlem olduğu için müdahale 30 ile 60 dakika arasında sürer ve müdahalenin ardından hasta evine gider. En Sık Labioplasti Ameliyatı Nedenleri: Bikini ve tayt giyildiğinde dıştan görünen belirgin kabarıklık rahatsızlığı Genital bölgenin nemli kalması nedeniyle sık mantar enfeksiyonuları olması Cinsel ilişki sırasında partnerden çekinme Genital bölge koku oluşumu İdrar yaparken zorlanma,ıkınma gereksinimi Tuvalette idrarını farklı yönlere giderek bacakları ıslatma en sık nedenlerdendir. Ayrıca vajinoplasti yani vajina dartma ve labioplasti ameliyatları birlikte yapılabilir.   POPO PROTEZ Popo estetiği uygulanış açısından farklı teknikleri bünyesinde barındıran cerrahi bir operasyondur.Bu tekniklerden BBL yani popo yağ enjeksiyonu işlemi,popo estetiği olmak isteyen kişinin liposuction işlemi sayesinde kendi vücudundan alınan yağın popo kısmına enjekte edilmesi ile gerçekleştirilen bir işlemken popo estettiği için tercih edilen tek seçenek bu değildir.Popo protez ameliyatı BBL operasyonu kadar talep görmektedir. Popo estetiği türlerinden biri olan popo büyütme işlemi için kullanılan popo protez ameliyatı,hasta ve doktor arasında yapılan tetkikler ile kişinin istediği boyuttaki poponun silikon protezler yerleştirilerek oluşturulmasıdır. Popo Protez Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Popo protez ameliyatında kullanılan silikonlar meme estetiği ameliyatlarında kullanılan silikonlardan anatomik yapısı itibari ile farklılık gösterir.Operasyon kuyruk sokumundan minimal bir kesi atılarak başlar.Atılan bu kesinin içerisinden girilerek popo kaslarının içerisine ulaşılır ve silikonlar tam da bu bölgeye yerleştirilir.Popo ameliyatında sonra,kişi çok daha büyük,hacimli ve dik duran bir popo görüntüsü kazanmış olur.Popo protez ameliyatı için atılan kesi hem minimal olduğu için hem de kuyruk sokumuna atıldığı için daha sonrasında gözle görülür bir iz bırakması mümkün olmayacaktır.Popo protezin kalıcılığı kişinin ömrünün sonuna kadardır.İstisnai bir durum gerçekleşmediği sürece protezlerin yenilenmesine gerek yoktur.Protez dışarıdan bekıldığında fark edilemez veya dokunulduğunda hissedilemez. Popo Protez Ameliyatının İyileşme Süreci Nasıldır ? Popo protez iyileşme dönemi, ortalama 4-5 haftayı bulmaktadır.Kişilerin hareket halinde olması,lavaboya gitmesi,oturması ya da uzanması gibi durumlar,bölgedeki kas dokuların sürekli hareket etmesine yol açacaktır.Bölgenin hareket oranı arttıkça iyileşme sürecide okadar uzayacaktır.Ameliyattan sonra hastaların 1 gece hastanede kalması gerekecektir.Hastamızın 1 gecelik yatışından sonra hasta taburcu edilir.Ameliyat sonrası ilk 24 saat,bölgede şiş ve morlukların oluşmaması için bölgeye buz masajı yapmak ödem ve morlukları azaltacaktır.İlk 24 saat içinde,her 15 dakikada bir uygulama tekrar edilir.Ameliyatın etkilerinin geçmesi 5 ayı bulabilir. POPO  ESTETİĞİ (BBL) BBL,Brezilya popo kaldırma ameliyatı olarak ifade edilen ve son yıllarda çokça talep gören estetik bir operasyondur.Estetik algılarının değiştiği ve şekillendiği son 20 yıl içinde dik ve hacimli popo biçimine sahip olmak popülaritesi her geçen gün artan bir konu haline gelmiştir.Özellikle televizyon ve şov dünyasının tanınan simalarının çokça tercih ettiği popo estetiği arasında bulunan BBL operasyonları,biraz da popüler kültür etkisi ile yayılım göstermeye başlamıştır.Bunun yanı sıra zamana bağlı olarak şekli ve formu bozulmuş olduğu deri sarkmaları meydana geldiğinde görüntüden memnun olmayan kişilerin sorununu gidermek için yapılan bir operasyondur. BBL Popo  (Yağ Enjeksiyonu Ameliyatı) Nasıl Yapılır ? Popo yağ enjeksiyonu işleminde kullanılacak olan yağ liposuction operasyonu sayesinde bel,sırt,iç bacak,kol ve karın bölgesinden çıkarılıp özel olarak hazırlanmış olan yağlardır.Operasyon genel anestezi altında yaklaşık 2-3 saat kadar sürmektedir.Enjeksiyon işlemi için kullanılacak olan yağın,yağ dokularından özel kanüller yardımı ile çıkarılması gerekmektedir.Operasyonun istenilen şartları ve beklentiyi en doğru şekilde karşılayabilmesi için,yağ enjekte edilmeden popo üzerinde birtakım planlamalar yapılmalıdır.Enjekte edilen yağın katmanlı olarak yerleştirilmesi kıvrımların oluşturulmasında kolaylık sağlayan bir husustur.Operasyon sonrasında hastanede istisnai durumlar oluşmadıkça bir gece kadar kalmak gerekir. Popo Yağ Enjeksiyonu İle Popo Büyütme Sonrası Neler Olur ? Popoya yağ enjeksiyonu ile pop büyütme ilk günlerde ödem ve şişlik sebebi ile kalça yapınız olduğundan büyük görünebilir.2-3 hafta içinde popo şekli daha doğal ve biçimli hale gelir. Popo büyütme sonrası 4-6 hafta kadar korse kullanılması önerilir. Kalça büyütme işleminden 2 gün sonra banyo yapmanıza sakınca yoktur. Yağ enjeksiyonu ile popo büyütme sonrası ilk 2 gün popo üzerine oturmamaya çalışın. Popo büyütme sonrası alkol ve sigaradan uzak durulması gerekir. Kalça büyütme sonrası cerrahi uygulanan alanda ödem ve morluk durumları 1-2 hafta içinde geçer. BİŞEKTOMİ Yanak estetiği olarak ifade edilebilen bişektomi işlemi,yanağa belli bir hat verilerek derinlik kazandırılmasını sağlayan ve daha kemikli bir görüntü oluşmasını amaçlayan operasyondur.Halk arasında Hollywood yanağı olarak bilinen bişektomi,gençlik üçgeni olarak adlandırılan elmacık kemikleri ile çene arasında kalan alanın ters üçgen biçimine getirilmesini amaçlayan cerrahi bir operasyondur.Bu operasyon sonucunda yüzde var olan asimetrik görüntülerden tamamen kurtulmak mümkündür.Asimetrilerin yok edilmesinin yanında altın oranda yakalanarak yüz hatları keskinleştirilir ve operasyonu geçiren kişiye çok daha genç gözüken bir yüz kazandırılmış olur.Bişektomi ameliyatı bu avantajlarından dolayı çokça talep görmektedir. Bişektomi Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Keskin yüz hatlarına sahip olmak isteyen ve böyle sorunlara sahip olan kişilerin sıklıkla tercih ettiği bişektomi ameliyatı,yanağın iç tarafında yaklaşık 1 cm 'lik kesi atılarak açılan bölgeden yağ dokusu alınması ile gerçekleştirilir. Bunun yanında bişektomi operasyonu yanağın iç kısmına kesi atılarak gerçekleştirildiği için ameliyat sonrasında ameliyat izi kalması gibi bir durum söz konusu değildir.Bişektomi amletiyatı tek başına yapılabileceği gibi başka estetik operasyonların yanında da yapılabilir. Bişektomi Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir ? Ameliyat sonrasında ağız içine atılan kesinin daha sonra enfekte olmaması için doktorun yazdığı antibyotikler aksatılmadan kullanılmalıdır. Ağız bakımına önem verilmeli ,kesinin atıldığı bölgenin zarar görmemesi için ağız içi temiz tutulmalıdır. Bol bol gargara yapılmalı ve dişler özenle fırçalanmalıdır. Beslenme alışkanlıklarına iyileşme süresince yumuşak gıdalar eklenmeli ve yenilmesi zor,baskı isteyen sert gıdaların tüketimine ara verilmelidir. İyileşme süreci tamamlanana kadar alkol ve sigaradan tıpkı operasyon öncesi olduğu gibi uzak durulmalı,bitki çayının etkileri tam olarak tespit edilmediğinden tüketilmemelidir. DUDAK KALDIRMA (LİPLİFT) Kişinin her geçen yıl aldığı yaş ile beraber vücudun çeşitli bölgelerinde yaşlanma sonucu ortaya çıkan deformeler gözle görülür hale gelmeye başlar.Gözle görülür hale gelmeye başlayan vücut deformelerinden biri kişinin üst dudak ve burnu arasında kalan mesafenin oluşan elastikiyet sebebiyle sarkması ve dolayısıyla arada kalan mesafenin uzamasıdır.Çeşitli operasyonlarla giderilebilen bu deformeler bu tarz sorunlarla karşı karşıya kalan kişlerin sıklıkla tercih ettiği işlemler haline gelmiştir.Liplift işelemi kişinin sahip olmak istediği altın oran yüzüne kazandırılır. Liplift Ameliyatı Nasıl Yapılır ? Liplift dudak kaldırma ameliyatı ,daha öncesinde dudakları dışa dönük ve hacimli gözüken kişilerin geçen zamanla beraber dudaklarındaki bu görüntüyü kaybetmeleri üzerine oluşan sarkmaları gidermek amacı ile başvurdukları bir operasyondur.Yanlızca,isteğe bağlı olarak gerçekleştirilen bu operasyon,sarkmalardan kaynaklanan yaşlı,yorgun ve mutsuz ifadeyi ortadan kaldırmayı amaçlar.Liplift dudak kaldırma "philtrum" adı verilen dudak burun arasındaki mesafeye yönelik deri ve deri yağ altı dokusunun çıkarılması olarak özetlenebilir.Operasyon istinalar dışında yaklaşık yarım saat kadar sürer.Liplift dudak kaldırma ameliyatının üstünde  bir hafta geçirdikten sonra dikişler alınır.Bu işlemden sonra burun tabanında oluşan pembe beyaz ufak bir çizgi oluşması normaldir.Fakat bu çizgi zaman içinde tamamen beyazlayarak deri ile bütünleşir ve dışarıdan ayırt edilemeyecek hale gelir.Liplift ameliyatı birden fazla yöntem ile gerçekleşebilir.Liplift uygulama çeşitliliği arasında en uygun olanı seçmek doktor-hasta arasında karar verilebilecek bir durumdur. Liplift Teknileri Nelerdir ? Doğrudan Dudak Kaldırma Tekniği Subnazal Megafon Tekniği Merkezi Dudak Kaldırma Tekniği Köşe Dudak Kaldırma Tekniği İtalyan Dudak Kaldırma Tekniğidir. Liplift Ameliyatından Sonra Nelere Dikkat Edilmelidir ? İşlem sonrası 24 saat kadar istirahat etmelidir. Ameliyat sobrasında yorucu egzersizlerden ve sigara kullanımından kaçınılması gerekir. İşlem sonrası yüz üstü uyumamaya dikkat edilmelidir. Ağızın çevresindeki derinin hasar görmemesi adına cildin gerileceği durumlardan kaçınılmalıdır. Operasyon sonrasında diş fırçası küçük tercih edilmeli dişler nazikçe fırçalanmalıdır. Dudaklar olabildiğince nemli tutulmalı ve kurumalarına izin verilmemelidir. FRANSIZ İP ASKI UYGULAMASI  Fransız ip askısı nedir sorusuna ameliyatsız yüz gerdirme işlemi diye cevap verebiliriz.Yüz askılama işlemi olan fransız askılama yöntemi fransa da geliştirilen içi polyester dışı silikon malzemeden yapılmış esnek bir ip kullanılarak yapılan ameliyatsız cilt germe işlemidir. Fransız askısı denen yöntemle 20 yaş kadar daha genç görünebilirsiniz. Fransız İp Askı Yönteminin Etkileri Nelerdir ? Fransız askı yöntemi uygulandığın bölgeye göre değişkenlik göstermekle beraber şu etkileri ortaya çıkarabilir; Yüz ovali ortaya çıkar, Çene kemiği belirginleşir, Elmacık kemiği ön plana çıkarılır ve yüz Hollywood yanağı etkisi belirir, Yüzdeki kırışıklıklar azalır, Medikal iplerin etrafında oluşan kolajen üretimi,cildi destekler ve cildin gençleşmesinin sağlar, Fransız askısı kasları etkilemediği için doğal mimiklerin korunmasına yardımcı olur, Fransız İp Askısı Nasıl Yapılır ? Fransız askısı,lokal anestezi veya sedasyon uygulaması altında 45 dakika ila 1 saat arasında süren bir uygulamadır.Yüzde gençlik etkisi yaratmak istenilen bölgeye,uzman hekim tarafından fransız medikal ipler yerleştirilir,böylece operasyon izi saçlı deriye gizlenir.İpler gerilerek hastanın yüzünde simetri ve lifting etkisi sağlanır.Son olarak medikal ipler sabitlenerek uygulama tamamlanır. Fransız askısı yapıldıktan sonra günlük işlerinize devam edebilirsiniz.Hemen sonrasında bir kaç gün süren ödeminiz olabilir.İlk birkaç gün sırt üstü ve biraz yüksek uyumanız tavsiye edilir. Fransız Askısı Uygulama Bölgeleri Yanak Çene altı ve gıdı bölgesi Boyun bölgesi Kaşlar Göğüsler Kalçalar  Kollar Bacaklar  Fransız askısı bu bölgelerde başarılı olarak uygulanmaktadır.  

Cardiac Surgery in India

İç Hastalıkları (Dahiliye)

İÇ HASTALIKLARI (DAHİLİYE) Deneyimli uzman dahiliye kadrosu ile iç hastalıkları bölümünün kapsadığı her türlü hastalığın tanı,tedavi ve kontrolünü yürütmektedir.Bunun yanı sıra hastanemizde hasta merkezli sağlık hizmetini ön planda tutulduğu için, sağlık hizmeti verdiği her bireyin kendisini hastalıklardan koruması konusunda alınması gereken önlemler hakkında da bilinçlendirir ve yönlendirir. İç hastalıkları bölümümüzde; her türlü dahili problemlerde Ulusal ve uluslararası klinik ve akademik tecrübeye sahip öğretim üyesi ve hekimleri ile dünya standartlarında 7 gün 24 saat aynı kalitede hizmet sunulmaktadır. Dahiliye Nedir? İç hastalıkları (Dahiliye) uzmanlığı, iç organ sistemleri ile ilgili incelemeler yapar.Bu sisteme ait organların her türlü fonksiyon bozukluklarıyla ilgili teşhis ve tedavi hizmetini verir. Hangi Hastalıkları Kapsar? Üst ve alt solunum yolu hastalıkları, hipertansiyon, mide-bağırsak sistemi hastalıkları, böbrek hastalıkları, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı, romatizmal hastalıklar gibi çok geniş bir skalayı kapsar. İç hastalıkları uzmanlık alanı pek çok hastalığın tedavisini sürdürdüğü için kendi arasında alt birimlere ayrılmıştır. İç Hastalıkları Bölümü Alt Birimleri: Romatoloji: Toplumda yaygın bir hastalık olarak görülen romatizmal hastalıkları inceler ve tedavi eder. Gastroenteroloji: Karaciğer ve safra yolu hastalıkları,yemek borusu hastalıkları,mide ve bağırsak hastalıkları,kronik hepatitler,sindirim bozuklukları ve pankreas hastalıklarını inceleyip,teşhis ederek tedavisini gerçekleştirir. Hematoloji:  Kanı,kanın üretildiği kemik iliğini ve hemostaz sistemini inceleyen bilim dalıdır. Lenf bezleri ve diğer lenf organların hastalıkları,bazı genetik hastalıkları (hemoglobinopatiler ve talasemiler), immun hastalıkları (immun hemolitik anemi) ve maligniteleri (lösemiler, lenfomalar) kapsar. Endokrinoloji:İç salgı bezlerinin fonksiyonlarını ve normal dışı çalışma sonucu oluşan hastalıkları inceleyen bilim dalıdır. Bunlar arasında; Şeker hastalığı, Metabolik sendrom , Tiroid hastalıkları, Şişmanlık, Hipofiz hastalıkları, Böbrek üstü bezi hastalıkları , Kalsiyum metabolizma bozuklukları, Osteoporoz, Yüksek tansiyon, Kolesterol (yağ) bozuklukları, çoklu endokrin sistemi etkileyen hastalıklar, kemik ve kalsium metabolizmasını kapsayan hastalıklar yer alır. Nefroloji:  Böbrek yetmezliği, Sistemik hastalıklarla birlikte görülen böbrek hastalıkları, Hipertansiyon, Böbreğin damarsal hastalıklarını tedavi eder. Ayrıca hastanemiz de dahili bakımı gereken ameliyat edilecek hastalar, yatan hastalar ve acil servise başvuran hastaların muayeneleri yapılmaktadır. Biruni Üniversite Hastanesi Florya’da 7 gün 24 saat dahiliye uzmanı görev yapmaktadır.

Cardiac Surgery in India

Kabızlık ve Dışkılama Bozuklukları

KABIZLIK NEDİR ? Kabızlık,bağırsak hareketlerinin zor veya normalden daha az gerçekleştiği durum anlamına gelir.Kabızlığın bir diğer adı da konstipasyondur. Neredeyse herkes hayatının bir noktasında kabız olur.Neredeyse herkes hayatının bir noktasında kabız olur.Kabızlık genellikle çok ciddi bir sağlık sorununa neden olmasa da ,semptomları geçtiğinde birey kendisini çok daha rahat hissedecektir. Bağırsak hareketleri arasındaki normal süre kişiden kişiye değişir.Bazı insanlar günde üç kez büyük tuvalete çıkarken,diğerleri haftada sadece birkaç defa tuvalete çıkar. Ancak üç veya daha fazla tuvalete çıkamamak uzun bir süredir.Normal şartlarda üçüncü günden sonra tuvalete çıkmak dışkının sertleşmesinden dolayı zorlaşır. Haftada üç defadan daha az büyük tuvalet durumu kabızlık olarak tanımlanır. Kabızlığı Nedenleri Nelerdir ? Kabızlığın,genellikle hayat tarzına dayanan bir çok nedeni olabilir.Bunlar arasında normal diyet esnasında yenilenler ve günlük yaşam aktivitelerinde değişiklikler olabilir. Beslenme esnasında yeterli su ya da lifli besin alınmaması bir başka nedendir.Çok fazla miktarda süt ürünü tüketmek bazı bünyelerde kabızlığa neden olabilir.Stres kabızlık için ayrı bir nedendir.Güçlü ilaçlar,ağrı kesiciler,haplar,antidepresanlar,demir hapları,içinde kalsiyum,veya alüminyum bulunan antacid ilaçları da kabızlığa neden olabilir. Çeşitli yeme bozuklukları ,irritabl bağırsak sedromu ,gebelik,sindirim sistemindeki sinirler ve kaslarda sorunlar,kolon kanseri,parkinson hastalığı, ya da multipl skleroz gibi nörolojik sorunlar ile az çalışan tiroid ya da hipotiroidizm gibi tıbbi sorunlar da kabızlık semptomuna neden olabilir. Kabızlığa Neden Olan Hastalıklar Nelerdir ? Kalın Bağırsak Hastalıkları; İrritabl bağırsak sendromu Kalın bağırsak kanseri Divertikülit Crohn hastalığı Devamlı laksatif kullanımı Pelvik tabana hasarı Anal hastalıklar Nörolojik Hastalıklar; Multipl skleroz Parkinson hastalığı Felç Omurilik yaralanması Psödoobstrüksiyon Üremi Sistemik Hastalıklar; Amiloidoz Lupus Skleroderma Ameliyat - cerrahi tedavi (karın içi yapışıklıkları) Kötü beslenme alışkanlığı ( fazla miktarda kafein alımı,düzensiz beslenme zamanları) Az egzersiz yapma Az sıvı alma Bağırsak hareketlerini kendi isteğiyle engellemek Stres ve anksiyetedir. Ne Zaman Doktora Gidilmeli ? Genellikle kolayca düzeltilebilen geçici  bir durumdur. Ne var ki bazen daha ciddi problemlere işaret edebilir.Aşağıdaki durumlardan biri varsa,doktora giderek muayene (kabızlık muayenesi) gerekir; Kalıcı kabızlık ve açıklanamayan kabızlık durumu Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik ( sıklığında artma veya azalma olması) Dışkı çapında incelme (ince dışkılama) ve kanlı dışkılama Diyet değişikliklerine,kabızlık diyeti uygulanmasına rağmen yedi günden uzun süren kabızlık Dışkıda kan,karın ağrısı veya hassasiyet Dışkılamanın ileri dercede ağrılı olması (ağrılı dışkılama) Kabızlık ishal ataklarının birbirini takip etmesi  Kabızlıkla beraber vücutta bir sorun olabileceğini düşündüren başka belirti ve bulguların olması Kabızlık şikayeti için başvurulan özel bir alan  (yani kabızlık doktoru) yoktur.Hastanelerin dahiliye,gastroenteroloji (sindirim sistemi hastalıkları bölümü) ve genel cerrahi bölümlerine başvurabilirsiniz    

Cardiac Surgery in India

Kadın Hastalıkları ve Doğum

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, mevcut kadrosu ile günümüz modern tıbbı'nın tüm gereksinimlerini yerine getirecek şekilde hizmet vermektedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum biliminin tüm alt dallarında uluslararası standartlarda teknoloji kullanılmakta olup,tecrübeli personeli ile etik ve profesyonel yaklaşımla hastalarımıza zamanında doğru tanı ve tedavi uygulanmaktadır.Hasta memnuniyetini ön planda kaliteli sağlık hizmeti sunulmaktadır. Bölümümüzde; Tüm jinekolojik ameliyatların yanı sıra,normal gebelik takibi,yüksek riskli gebelik takibi,genel kadın sağlığı,menopoz-osteoporoz, doğum kontrol yöntemleri uygulamaları,ürojinekoloji, pelvik taban cerrahisi,jinekolojik endoskopi (Laparoskopi, Histeroskopi),jinekolojik onkoloji, İnfertilite ( Kısırlık) tedavileri; alanında uzmanlaşmış ve deneyimli hekim kadromuzla başarıyla yürütülmektedir. Kadın hastalıkları ve doğum Anabilim dalımız bünyesinde aşağıda genel hatları belirtilmiş sorunların tanı ve tedavileri yapılmaktadır; İnfertilite (Kısırlık) Sebebi Araştırma ve Tedavisi İnfertil çiftlerde öncelikle kısırlık nedenleri detaylı olarak araştırılmaktadır.Sorunun tespiti yapıldıktan sonra kişiye özel en uygun tedavi yöntemi hastalarımıza uygulanmaktadır. Kadın Kısırlığının Sebepleri; Kadın kısırlığının sebepleri arasında; Tüplerde Tahribat veya Tıkanıklık, Endometrioz, Yumurtlama Bozuklukları, Yüksek Prolaktin, Polikistik Over Sendromu (PCOS), Erken Menopoz, Rahim Fibroidleri(miyomlar), Pelvik Adezyonlar(yapışıklıklar), Diğer Sebepler (İlaç Kullanımı, Tiroid Problemleri, Kanser ve Tedavisi, Geç ergenlik, adet olamama, karaciğer rahatsızlığı, diyabet) gibi nedenler vardır. Kadın Faktörünün Araştırılması Amacıyla; Ultrasonografi ile ovaryan folliküler rezerv taraması ve yumurta gelişiminin izlenmesi, Hormonal tetkikler(AMH ve hormon profilleri), Histerosalpingografi (rahim filmi), Hidrosonografi (ultrasonografi sırasında rahim içine sıvı verilerek patoloji taranması), Histeroskopi (rahim içinin kamerayla incelenmesi) tetkikleri yapılmaktadır. Ayrıca Laparoskopik (kapalı cerrahi) yöntemle infertiliteye yönelik tüp ve over (yumurtalık) cerrahisi yapılabilmektedir. Erkek kısırlığının sebepleri; Erkek kısırlığının sebeplerinde anormal sperm üretimi veya fonksiyonu,sperm transportunda bozukluk,genel sağlık ve yanlış yaşam tarzı gibi nedenler bulunur. Erkek faktörünün araştırılması amacıyla; Spermiyogram (meni incelenmesi) testi,hormon testleri,ultrason uygulanmakta ve araştırmalar sonucunda tanı konulan patolojilerin üroloji bölümü ile beraber koordineli tedavisi yapılmaktadır. İnfertilite Tedavisinde: Ovülasyon indiksiyonu tedavileri,intra-Uterin İnseminasyon (Aşılama) ve diğer tedaviler uygulanmaktadır. Jinekolojik Onkoloji Tanı ve Tedavisi: Hastalarımıza uygulanan ayrıntılı bir sistemik ve pelvik muayeneden sonra hasta bulgularına göre aşağıdaki çeşitli tanısal testler ve tedaviler uygulanmaktadır: Servikal (rahim ağzı) kanser tanı ve tedavisi için PAP smear (rahim ağzı sürüntüsü), Kolposkopik servikal biyopsi (rahim ağzının özel bir kamerayla büyütülerek incelenmesi), Endoservikal küretaj, LEEP (rahim ağzındaki kanserleşme riski olan lezyonların özel bir yöntemle çıkarılması), gibi işlemler, Endometrium (rahimin iç dokusu) kanser tanısı için endometrial biyopsiler (Pipelle, keskin küret veya histeroskopik olarak) Over (Yumurtalık), Tüp ve Vulva kanser tanısı için biyopsi ve tümör belirteçleri (Kan tahlili) Hastalara tanı testleri ile konulan her jinekolojik kanser türü için en uygun tedavi yönetimi bölümümüzde yapılmaktadır. Ayrıca kanser hastaları için özel önem gerektiren 3-6 aylık ve yıllık takipler de yapılmaktadır. Gebe ve Fetus Sağlığını İzleme: Polikliniğimizde anne adaylarının gebelik oluşmadan önce kontrol muayenelerini yaptırmaları teşvik edilmektedir. Gebelik oluştuğunda ise ilk üç ay içinde gebelik kontrollerine başlanması önerilmektedir. Gebelik Takibi Sırasında; Düzenli gebelik muayeneleri ve gebe eğitimi, Dört boyutlu ultrasonografi ile fetal muayene ve fetal gelişme izlemi, Ultrasonografik ense saydamlığı taraması ve ikili test (11-14. gebelik haftalarında), Renkli Doppler ultrasonografi ile fetal kan dolaşımının incelenmesi, Biyokimyasal testlerle fetal anomali taraması (16-18. gebelik haftalarında üçlü test), Ayrıntılı fetal anomali taraması ultrasonu Gebelik takibinde uygulanan kan ve idrar testleri, Fetal monitör (NST) yardımıyla fetal sağlığın izlenmesi Normal doğum ve Ağrısız doğum (Epidural analjezi) Sezeryan doğum uygulamaları yapılmaktadır. Kromozomal anomali şüphesi olan gebeliklerde (fetal anomali öyküsü, 35 yaş üstü gebelik, vb.) amniosentez (gebelik kesesinden sıvı alınması), Serbest fetal DNA analizi (cffDNA) taramaları uygulanmaktadır. Tekrarlayan düşük nedenleri araştırılarak,ebeveynlere genetik tarama testleri yapılarak nedene yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Kadın Genital Sistemi Hastalıkları, Hormonal Bozukluklar, Menopoz Takibi, ve Diğer Jinekolojik Uygulamalar: Jinekolojik muayene, Ultrasonografik muayene, Hpv DNA taraması Vajinal kültürler Periyodik meme muayenesi ve mammografik tetkik (meme filmi), Hormonal tetkikler, Kemik dansitometrisi (kemik erimesinin araştırılması) testi, Servikal koterizasyon, Endometrial biyopsi ve tanısal küretaj işlemleri, Menopoz destek tedavisinin düzenlenmesi ve takibi, Karından ve vajinal yoldan yapılan operasyonlar, Laparoskopik (kapalı cerrahi) yöntemle yapılan cerrahi girişimler, Genital organ sarkmaları tanısı ve operasyonları Menstruel (Adet Düzeni) Bozuklukları tanı ve tedavisi Hirsutizm tanı testleri ve tedavisi Myomlar tanısı için Ultrasononografi, Histeroskopi, Laparoskopi, Histerosalpingografi ve tedavisi (myomektomi operasyonları) Cerrahi Histeroskopi, Cerrahi Laparoskopi, Laparatomi Endometriozis ve Çikolata Kistleri tanısı ve tedavisinde kapalı veya açık operasyonlar Over kistleri tanısı ve tedavisinde laparoskopik(kapalı) veya laparatomi(açık) operasyonlar İdrar Kaçırma tanı testleri ve operasyonları Dış Gebelik tanısı ve tedavisi Rahim alma operasyonları (Histerektomi) uygulanmaktadır. Doğum Kontrolü ve Aile Planlaması uygulamaları: Danışmanlık (bilgilendirme), Spiral (bakırlı ve hormonlu) uygulamaları ve periyodik kontrolleri, Doğum kontrol hapı seçimi ve klinik izlemi, Cilt altı implant (kol derisi altına yerleştirilen hormonal korunma yöntemi), Laparoskopik ve mini-laparotomi (küçük karın kesisi) yöntemleriyle tüplerin bağlanması operasyonları uygulamaları yapılmaktadır.

Cardiac Surgery in India

Kalp ve Damar Cerrahisi

KALP VE DAMAR HASTALIKLARI Kalp ve damar hastalıkları arasında en sık görünen hastalık koroner arter hastalığı dediğimiz kalp damarlarının daralması veya tam olarak tıkanmasıdır. Merkezimizde Kalp Damar Cerrahisi Bölümümüzde Gerçekleştirdiğimiz Operasyonlar: Koroner By-Pass: Kalp krizine neden olan koroner damarlardaki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışını engeller. Bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir. Kalp ameliyatlarının çok büyük bir yüzdesini de koroner damar tıkanıklıklarına bypass cerrahisiyle yapılan müdahaleler oluşturur. Koroner bypass ameliyatları tıkalı bölümü by-pass etmek amacıyla çoğunlukla göğüs içinden ve bacaktan alınan hastanın kendi damarları kullanılarak çalışan ya da atan kalp üzerinde yapılan ameliyatlardır. Kalp Kapak Ameliyatları: Kalpte bulunan kapakların darlıklarında veya yetmezliklerinde mevcut kalp kapağının tamiri,tamire uygun olmayan durumlarda değiştirilmesi işlemi uygulanmaktadır. Koltuk Altı Kapak Ameliyatları: Kalp kapak ameliyatlarının tamamı koltuk altından küçük bir kesi yardımıyla uygulanabilmektedir. Bu işlem sonucunda hastalar çok hızla iyileşme sürecini tamamlayıp normal hayata dönmektedir. Kol ve bacak atar damarlarının tıkanması ameliyatları(periferik damar cerrahisi): Küçük kesilerle hastanın kendisinden alınan veya suni damarlar kullanılarak yapılmaktadır. Ayrıca bu tip damar tıkanıklıklarının birçoğunda ameliyata gerek olmadan kasıktan anjiyografi yöntemiyle balon ya da stent uygulayarak tıkanıklık ortadan kaldırılmaktadır. Anevrizma(balonlaşma) çoğunlukla kasıktan anjiyografi yardımıyla ameliyata gerek olmadan tamir edilmektedir. Bu yönteme uygun olmayan hastalar ise cerrahi müdahale edilerek anevrizma tamirleri yapılmaktadır. Şah damarı ameliyatları(Karotis arter cerrahisi): Şah damarı tıkanıklıklarının çok ciddi sonuçları olup bunlar felç denilen tablonun oluşmasında ki en büyük nedendir. Bu tıkanıklıkların giderilmesi küçük kesiler yardımıyla hasta tamamen uyutularak ya da lokal anestezi dediğimiz hastanın uyumadığı şekilde yapılabilmektedir. Toplardamar tıkanıklıkları acil ortaya çıkan bir hastalık grubu olup ilk 15 günde müdahale edilirse tama yakın tedavi edilebilen hastalık grubunu oluşturur. Bu hastalarda anjiyografi yöntemiyle pıhtılar hızlı ve etkin şekilde temizlenmektedir. Varis Hastalıklarının Tedavisi: Varis hastalıklarının tedavisinde lazer veya ablasyon yöntemi kullanılarak aynı gün taburcu olacak şekilde yapılmaktadır. Koroner Arter Hastalığı ve Risk Faktörleri Kalp ve damar hastalıkları arasında en sık görünen hastalık koroner arter hastalığı dediğimiz kalp damarlarının daralması veya tam olarak tıkanmasıdır.Toplumda oldukça fazla rastlanan bu hastalık grubunu kolaylaştıran çeşitli etkenler vardır. Bunlar kısaca; Tansiyon: Yüksek tansiyon,kalp hastalığı riskini artırır.Yüksek tansiyon kalp damarlarının iç yüzeyini hasara uğratarak kandaki yağ partiküllerinin damar yüzeyine birikmesine sebep olur.Zaman içerisinde bu birikim kalp damarlarında darlığa veya aniden tıkanmaya yol açabilir. Diyabet: Tip 2 diyabeti olanlarda kalp damar hastalığına yakalanma riski 4 kat, tip 1 diyabette ise 10 kat artış gösterir. Sigara: Sadece akciğerlerimize değil kalbimize de büyük zarar verir.Sigara içen kişi,içmeyen bir kişiye göre 3 kat daha fazla kalp krizi geçirme riski taşır. Kalp damar hastalığı olanların mutlaka sigarayı bırakması gerekir. Sigaranın bırakılmasından 1 yıl sonra kalp damar hastalığından ölüm riski yüzde 50 azalır.5 yıl sonra ise bu risk sigara açısından sıfırlanır. Kolestrol: Kan yağlarının yüksek olması kalp damarlarında darlık oluşumunun ana etmenidir. Genetik faktörler: 1.derecede erkek akrabalarda 55 yaşın altında,bayan akrabalarda 65 yaşın altında kalp damar hastalığı öyküsü varsa risk artmış demektir. Obezite: Kilo problemi ve göbek tipi yağlanma kalp hastalığına götüren şeker,tansiyon,kolesterol yüksekliği gibi risk faktörlerini içerir.Bayanlarda bel çevresinin 88 cm erkeklerde 102 cm üzeri olması göbek tipi yağlanmayı gösterir.Bu durumlarda kalp hastalığı riski artar. Kalp Hastalığının Belirtileri Kalp ve Damar hastalıklarının belirtileri arasında göğüs ağrısı,göğüste sıkışma,tıkanma veya yanma gibi belirtiler yer alır.Bu şikayetler göğüste sağda veya solda,kollarda,mide üzerinde,boyunda veya çeneye doğru olabilir.Bunun yanı sıra erken yorulmak, nefes darlığı veya nefes alamama hissi,fenalık hissi,boğulur gibi olmak,çarpıntı veya ritim düzensizliği,baygınlık hissi ve gece uyandıran tıkanma hisleri kalp hastalığı belirtileri arasında bulunur. Bu şikayetlerle başvuran hasta öncelikle çeşitli tetkikler yapılır ve gerek görülürse koroner anjiyografi işlemi uygulanır.Koroner anjiyografi ile önemli iki soruya yanıt alınır.Öncelikle hastanın kalbini besleyen damarlarda (koroner arterlerde) kritik darlık olup olmadığı sorusu yanıtlanır. İkinci olarak,bu damarlardaki darlıkların nasıl tedavi edileceği sorusu yanıtlanır (darlıkların bir kısmı ilaç ile tedavi edilebilirken,bazı darlıklar için balon ve stent işlemine,bazı darlıklar için ise bypass ameliyatına ihtiyaç duyulabilir).

Cardiac Surgery in India

Kardiyoloji

KARDİYOLOJİ Kardiyoloji,kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarıyla ilgilenen bilim dalıdır.Eskiden dahiliyenin bir alt dalı olarak gösterilen kardiyoloji,günümüzde ayrı bir branştır.Genel olarak gögüs sıkışması,çarpıntı,gaz şikayeti,nefes darlığı,yorgunluk duygusu ve ender olarak ateş gibi çeşitli belirtilerle kendini belli eden kalp hastalıkları,dünyada ve ülkemizde başlıca görülen sağlık sorunlarından biridir. Kalp,göğüs kafesi içinde akciğerlerin üzerinde yer alır.Vücudumuza ritmik kasılmalarla besini, oksijeni ve kanı pompalar.Vücuttaki diğer kaslar gibi kalbin de düzgün çalışması için oksijene ihtiyaç vardır.Kalbin bu ihtiyacını karşılaması için besleyici damarlar olan koroner arterler bulunur.Bunlarda meydana gelebilecek herhangi bir problem çok ciddi sorunlara yol açabilir.Dünyada ölümlerin en sık sebebi kalp ve damar hastalıklarıdır.  Kardiyoloji Bölümü; Klinik ve laboratuvar çalışmalarının yürütüldüğü,tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulandığı bölümlerdir. Özel Ekotom Cerrahi Tıp Merkezi Kardiyoloji Bölümünde; kardiyoloji poliklinik hizmetleri,ekokardiyografi,efor testi,ritim ve tansiyon holteri, kardiyolojik girişimler (femoral – radyal anjiyo-anjiyoplasti-stent), periferik damarların girişimsel tedavisi,kalp pili takılması ile tüm kardiyovasküler hastalıkların tanı ve tedavisi yapılmaktadır.Hipertansiyon,koroner arter hastalığı,aritmi,kalp yetersizliği,erişkin yaşta doğumsal kalp hastaları,kalp kapak hastalıkları uluslararası standartlarda modern imkanlarla tetkik ve tedavi edilmekte; ayrıca koruyucu ve risk faktörleriyle  ilgili aydınlatıcı bilgi vermeye yönelik hizmetler de sunulmaktadır. Kalp Damar Hastalıkları Kalp ve damar hastalıkları terimi kapsamı oldukça geniş bir terimdir.Kalp ve damar ile ilgili birçok hastalık vardır. Bunlardan en sık karşılaşılan rahatsızlıklar şunlardır: Koroner arter hastalığı Kalp yetmezliği Kalp kapak hastalıkları Kalp ritim bozuklukları Periferik damar hastalıkları (Şah, bacak, böbrek damarları gibi) Erişkin doğuştan kalp hastalıkları (ASD, VSD, PDA) Hipertansiyon Kalp zarı hastalıkları Bu hastalıklar içinde en önemlileri koroner arter hastalığı sonucu oluşan kalp krizi ve birçok sebepten dolayı oluşabilen kalp yetmezliğidir.Kalp krizi,kan veya yağ birikmesi sonucu koroner damarların tıkanarak söz konusu bölgeye yeterli miktarda kan akışının olmaması sebebi ile birlikte kalp kaslarından bir bölümünün oksijensiz kalarak kalıcı hasara uğraması sonucu meydana gelir. Kalp yetmezliği ise kalbin güçsüzleşerek en önemli görevi olan kan pompalama işlevini yapamamasıdır. Kalp krizi sonrası oluşan hasarlar,kalp kapak hastalıkları,doğuştan kalp hastalıkları,kan basıncının artması ve virüs enfeksiyonları kalp kasının zayıflamasına neden olarak kalp yetmezliğine sebep olurlar. Kalp Hastalıklarında Tanı Yöntemleri EKG (Elektrokardiyografi) Kalp kasının ve sinirsel iletim sisteminin çalışmasını incelemek üzere kalpte meydana gelen elektrik faaliyetlerinin kaydedilmesidir.Özellikle kalp damar tıkanıklığı ve ritim bozukluğu tanısında kullanılır. Efor Testi (Stres testi) Efor testi iki şekilde uygulanabilir. Eforlu EKG testi: Kalp damarlarının darlığında şüphelenilen hastanın,yürüme bandı üzerinde hızlı tempoda yürütülmesi esnasında sürekli olarak kalp elektrokardiyografisinin çekilmesi 39 efor testi olarak adlandırılır. Stres Ekokardiyografisi(Eforlu veya İlaçlı): Bazı özel durumlarda kalbin ultrasonografik incelemesi (EKO),efor testinden hemen önce ve hemen sonra alınarak,kalp hastalığı teşhisinin doğruluk payı,normal efor testine göre daha da artmış hale getirilir. Ekokardiyografi ve Renkli Doppler İnsan kalbinin yapısı,boşluklarının çapları, kalp adalesinin çalışma kapasitesi ve özellikle kalp kapaklarının yapısı ve işlevlerini,ses dalgası yöntemi ile canlı görüntüye çevrilen tekniğe ekokardiyografi (EKO) adı verilir.Bu test için hiçbir ön hazırlık veya açlık gerekmez ve kısa süre içinde tüm test tamamlanabilir.Ayrıca endoskopik şekilde yapılan ve trans özefagiyal ekokardiyografi olarak tanımlanan bir görüntüleme yöntemi daha vardır.Bu yöntem için açlık ve önceden hazırlık gerekmektedir. Kalp Kateterizasyonu ve Koroner Anjiografi Kalbin yapısının,kalp odacıkları ve büyük damarlardaki basınç değerlerinin,kalp kapakçıklarındaki darlık ve yetersizliklerin ve özellikle kalp damarlarında daralma veya tıkanıklık olup olmadığının kesin olarak gözlenebilmesi kalp kataterizasyonu ve koroner anjiografi sayesinde mümkün olmaktadır.Kasık veya kol atar damarından lokal anestezi altında kalbe kadar ilerletilen bir katater yardımı ile yapılır.Kalp katateri sırasında kalbin içindeki basınçlar ölçülür ve aynı zamanda sol kalp boşluğuna “boyalı madde” verilerek kalbin kasılma işlevi de incelenir. Holter Monitör (Kalp Ritmi veya Tansiyon Holteri) Kalp ritminin 24 saat takip edilip,kayıt edilmesi holter adı verilen cihaz ile gerçekleştirilmektedir.Bu cihaz sayesinde kalp ritim bozukluğu teşhis edilebilmektedir. Tansiyon holteri de hastaların tansiyonunun 24 saat boyunca,gün içinde,gerçek hayat koşulları altında gösterdiği dalgalanmayı ve uyku sırasındaki tansiyon değerlerini kayıt eder. Elektrofizyolojik Çalışma Kalpte oluşan ritim bozukluklarının en kesin teşhis yöntemidir.Kasık toplardamarından lokal anestezi altında kalbe kadar ilerletilen bir özel kateter yardımı ile yapılan bu işlem sayesinde, kalbin çok hızlı (taşikardik) veya çok yavaş (bradikardik) çalışmasına yol açan ritim bozukluklarının yerleri saptanır. Kardiyak MR Kalp zarının,kalp odacıkları ve kapaklarının,kalp adalesinin ve kalpten çıkan çıkan büyük atardamarların yapısını ve bazı kalp hastalıklarını (daralma, genişleme, kireçlenme gibi)son derece kolay ve hastaya zarar vermeyen bir şekilde ortaya koyan görüntüleme yöntemidir. Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi: Kalbi besleyen damarlarda herhangi bir tıkanıklık veya darlık olup olmadığının araştırılmasında, efor testine göre daha duyarlı bir yöntemdir. Damar yolu ile verilen ve radyoaktif bir madde olan Talyum ile istirahat sırasında ve eforda kalp kasının kanlaması (veya beslenmesi) incelenir. Tedavi Yöntemleri Kalp hastalıkları için 3 çeşit tedavi yöntemi vardır ; Medikal  Girişimsel Cerrahi Medikal Tedavi  ( İlaç Tedavisi) Medikal olarak birçok ilacımız vardır ve sürekli yeni ilaçlar geliştirilmektedir.Bu ilaçlar bazı kalp hastalıklarının tedavisinde çok ciddi fayda sağlamaktadır. Girişimsel Kardiyoloji  Girişimsel kardiyoloji son yıllarda çok hızlı gelişmeler göstermektedir.Geliştirilen yeni teknikler ve malzemeler sayesinde birçok hastalık anjiyo labaratuvarında tedavi edilebilmektedir.Bunlar; Anjioplasti-Stentleme Tekniği: Damar tıkanıklığı tedavisinde kullandığımız anjioplasti-stentleme tekniğidir. Balon anjiyoplasti-stent işleminde ince yapıda, ancak basınca dayanıklı balon kateter koroner damar içindeki daralmış bölgeye yerleştirilerek şişirilir. Damarı daraltan yağ, kireç ve çeşitli yapılardan oluşan plak kısmen ezilerek ve çatlayarak açılır. Bugün ilaçsız, ilaçlı ve tamamen eriyebilen özellikte olan 3 çeşit stent kullanılmaktadır. Bu anjioplasti-stentleme işlemleri karotis (şah damarı), böbrek, bacak damarları gibi kalp dışı damarlara da yapılmaktadır. Kardiak Pacemakerler (Kalp Pili): Kalbin ritim ve iletim sistemi bozukluklarını düzeltmek amacı ile vücuda yerleştirilen elektronik aletlerdir. Ayrıca bugün kalp yetmezliğinde kalp kaslarının kasılmasını artırmak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Kalp Kapak Hastalıklarında Uygulanan Çeşitli Girişimsel Yöntemler Vardır. Bunlar; Tavi olarak bilinen kataterle aort kapak yerleştirilmesi yöntemi yıpranmaya bağlı ileri yaştaki aort kapak darlığı hastalarında,eşlik eden diğer hastalıklar nedeni ile riskli gruba giren ve açık kalp ameliyatı yüksek riskli bulunan hastalarda yeni bir tedavi yöntemi olarak geliştirilmiştir. Mitral balon valvüloplasti yöntemi,mitral kapak darlığı hastalığında yaygın kullanılan ve oldukça etkin bir yöntem olarak yıllardır kullanılmaktadır. Ayrıca Mitral kapak yetmezliğinde kapak açıklığını daraltmak için son yıllarda kullanılmaya başlayan mitra klip ve carillon işlemleri son derece popüler işlemlerdir. Kalp Kapak Hastalıklarında Girişimsel Tedavi ASD, VSD, PDA gibi doğuştan kalp hastalıklarında uygulanan,katater yardımı ile cihaz konarak delik kapama yöntemleri,hastanın tedavisi ve konforu için yaygın kullanılan işlemlerdir.Kalp Ritm Bozukluklarında Girişimsel Tedavi Ablasyon yöntemleri,kalpte oluşan ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan ve yakma işlemi olarak bilinen girişimsel işlemleridir. Ayrıca bu yöntem kontrolsüz hipertansif hastalarda tedavi amaçlı Renal ablasyon işlemi olarak yapılmaktadır. Cerrahi Tedavi Kalp hastalıklarının tedavisinde kullanılan 3. yöntem ise cerrahi yöntemdir. Bu kalp damar cerrahisinin alanına girmektedir.

Cardiac Surgery in India

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI Kulakları,burnu,boğazı,baş ve boyun bölgesini etkileyen hastalıklardır.Bunlar arasında rinit(nezle),tonsilit(bademcik enfeksiyonu),orta kulak iltihabı, farenjit,kulak çınlaması ve işitme sorunları bulunmaktadır.Kulak,burun ve boğaz hastalıklarına;virüsler,bakteriler,mantarlar ya da alerjiler neden olabilmektedir.Hastalığın türüne göre tedaviler farklı olmaktadır. Modern teknolojik cihazlarla donatılmış olan Kulak Burun Boğaz bölümümüzde, bölüme ait tüm hastalıkların ve ilgili baş boyun hastalıklarının tanı, tıbbi ve cerrahi tedavileri başarıyla gerçekleştirilmektedir. Hastanemizin KBB muayene odalarında endoskopik ve mikroskopik muayene ile burun,boğaz ve ses telleri ile kulak kanalı ve kulak zarı,orta kulağa ait patolojiler daha yakından ve detaylı değerlendirilerek bu bölgedeki hastalıkların tedavisi planlanabilmektedir. Bölümümüz içinde yer alan odyoloji ünitesinde işitme testleri ile orta kulak basınç ölçümleri,stapes refleksi ve yenidoğan çocuklarda işitmenin değerlendirilmesinde kullanılan otoakustik emisyon testleri yapılabilmektedir. Hastanemiz Kulak Burun Boğaz Polikliniğinde, Kulak enfekdiyonları İşitme ve konuşma bozuklukları  Denge hastalıkları Baş boyun kanserleri Boğaz hastalıkları Baş dönmesi Çınlama gibi kulak hastalıkları Kronik sinüzit Burun allerjileri Koku alma bozuklukları Burun kanamaları Burun tıkanıklığı ve burun dış görünümü ile ilgili problemler Nazal polipozis gibi burun hastalıkları Gözyaşı bezi tıkanıklıkları Ses bozuklukları Uyku bozuklukları Odyoloji Tükürük bezi hastalıkları Yutma problemleri Gastroözefajiyal reflü gibi boğaz hastalıklarının tedavisi gerçekleşmektedir. Günübirlik ameliyatlarda sabah ameliyata alınan vakalar aynı gün içerisinde gerekli kontrolleri yapılarak tıbbi yönden bir sakınca bulunmadığı kanaatine varıldıktan sonra taburcu edilebilmektedir. Kliniğimizde Yapılmakta Olan Ameliyatlar; Estetik ve fonksiyonel burun ameliyatları (Rinoplasti, Septorinoplasti, SRP) Burun orta bölmesinin düzeltilmesi Geniz Eti, Bademcik, Kulağa tüp takılması (Adenoidektomi, Tonsillektomi, Ventilasyon tüpü takılması) Horlama, Uyku Apnesi cerrahisi Burun etlerine Radyofrekans uygulaması Yumuşak damağa Radyofrekans uyglaması Yüzdeki küçük lezyonların radyofrekans ile çıkarılması Endoskopik Sinüs Cerrahisi Ses tellerinin biopsi, nodül, kist, polip, ödem cerrahisi Larenksin ve boyundaki lenf bezlerinin çıkarılması Kulak zarının onarımı (Timpanoplasti) Orta kulağın ve kemikçiklerinin gözlenmesi Orta kulak ameliyatı Kulak önü tükürük bezi ameliyatı Çene altı tükrük bezi ameliyatı Yüz ve boyundan iyi ve kötü huylu kitlelerin çıkarılması ve estetik olarak onarımı Alt ve üst çene kırıklarının onarımı UYKU BOZUKLUKLARI TANI VE TEDAVİSİ Günümüzde önemi giderek daha iyi anlaşılan,yaygın olarak görülen,hastanın yaşam kalitesinive sağlık durumunu ciddi oranda etkileyen , burundan nefes alma bozuklukları,horlama ve uykuda nefes kesilmesi (uyku abnesi ) gibi hastalıkların tanı ve tedavisinde modern tıbbın tüm olanakları kullanılarak tıbbı ve cerrrahi olarak hizmet vermektedir.Hastanemizde endoskopik ,mikroskopik yöntemler kullanılarak operasyonları gerçkleştirme olanağı bulunmaktadır. BURUN VE BURUN HASTALIKLARI TEDAVİSİ Yaşam kalitesini oldukça bozan ve hastaları oldukça sıkıntıya sokan,burundan nefes alma bozuklukları ile seyreden bir çok hastalığın tanı ve tedavisi başarıyla gerçekleştirilmektedir. Hastanemizde gerçekleştirilen cerrahi uygulamalarda endoskopik,mikroskopik yöntemler kullanılabilmektedir.Böylece geçmiş dönemlerde ameliyat sonrası yaşanan sıkıntılar en aza indirgenmiş olmaktadır. Hastalıklara bağlı cerrahi işlemler dışında hastanemizde burun estetik ameliyatlarıda başarı ile yapılmaktadır. BAŞ DÖNMESİ VE DENGE HASTALIKLARI Baş dönmesi ve dengesizlik şikayeti bir çok hastalığın habercisi olabilmektedir.Sebebi genellikle kulağa bağlı nedenler olmakla birlikte travmalar,enfeksiyonlar,nörolojik hastalıklar,alerjik nedenler ve servıkal nedenler de baş dönmesi ve denge probleminin yaşanmasına sebep olabilmektedir.Hastalıkların tanı ve tedavisi geneklikle ekip çalışması gerektirmektedir.Günümüzde kullanılan tanı yöntemleri ve hastanemizde hizmet veren tecrübeli hekim kadromuz tarafında yapılan ayrıntılı muayene sonrasında kolayca teşhis edilen hastalıkların tedavisi başarıyla gerçekleştirilmektedir. HORLAMA Horlama çevreyi rahatsız eden bir durum olarak algılansa da kimi zaman kişinin önemli sağlık sorunlarına işaret eden çok önemli bir belirtidir.Hastanemizde horlama şikayetine sebep olan hastalıkların tedavisi başarıyla gerçekleşmektedir. Ayrıca odyoloji birimimizde odyolojil testler,orta kulak basınç ve refleks testleri,beyin sapı odyometrisi ve özellikle yeni doğan döneminde işitmenin değerlendirilmesinde en önemli tarama yöntemi olan oto akustik emisyon testleri yapılmaktadır.

Cardiac Surgery in India

MR Birimi

RANDEVU VE DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM : 05324259324 Merkezimizde 0.35 tesla gücünde açık mr ve cihazlarımız ile hizmet vermekteyiz. MR HAKKINDA Manyetik Rezonans görüntüleme; yüksek manyetik alanda vücudumuzdaki hidrojen atomlarının manyetik alan yönüne uygun hizalanması ve çekim sırasında RF uygulanarak bu konumlarından sapmalar oluşturulması tekniği ile bu sapmalar esnasında salınan enerjinin ölçülmesi ve görüntüye çevrilmesi işlemidir.Açık Mr hizmeti kapalı alan korkusu olan kişilere,yaşlı kişilerde refakatçı eşliğinde yapılabilir. AÇIK MR İLE HANGİ İNCELEMELER YAPILABİLMEKTEDİR ? Beyin Beyin anjio Servikal Torakal Lomber Diz Tibia Kalça Femur Ayak Ayak bileği Dirsek El bileği Hipofiz (sella) Orbita Kulak Omuz Sakroiliak Alt abdomen Üst abdomen Mr inceleme süresi ortalama 10-25 dakikadır.Yapılan incelemenin özelliklerine ve incelemede iv kontraslı madde kullanılması gereği durumunda bu süre uzayabilir. Radyolojik yöntemler içerisinde yumuşak dokuyu en detaylı şekilde gösteren yöntem MR dır. MR çekiminin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. MR cihazları; tomografi ya da röntgen gibi cihazların aksine radyasyon kullanmamakta ve bilinen hiçbir zararı bulunmamaktadır. Açık Emar'ın Konforu Arttıran Üstünlükleri ; Hastalarımıza uyutma ya da anestezi gerekmeden tetkik yapılabilir.Çocuk hastalarımız için (18 yaş ) daha önemli olan hastalarımızın yakınları tetkik sırasında refakatçi olarak kalabilirler.İşlem sırasında hastalar yakınları ile konuşabilir,dergi okuyabilirler.  Mr Öncesi Dikkat Edilmesi Gekenler; Takı ve mücevherler evde bırakılmalı ve bol rahat kıyafetler giyilmelidir. Bazen çekimden önce bir önlük giyilmesi istenebilir. Önlük giyilmesi gerekmiyorsa,metal fermuar,bağlantı elemanları,düğmeler,balenli sütyen,kemer veya toka içermeyen giysiler tercih edilmelidir. Kapalı alan korkusu olan hastalar işlemden önce doktorlarından hafif bir yatıştırıcı ilaç isteyebilir.Açık mr bu tür hastalara önerilir. AÇIK MR Merkezimizde 0.35 Tesla gücünde Siemens marka Magnetom C! Açık emar cihazımız ile hizmet vermekteyiz. (24 mT/m Gradient; 55 T/m/s slew rate) Cihazımız 4 kanallı, 270 derece açıklığa sahip olup rahat ve konforlu bir çekim ortamı sağlarken aynı zamanda yüksek teknolojisi sayesinde yüksek kalitede tanısal görüntüleme sağlamaktadır. Kapalı alan korkusu olup Kapalı MR cihazlarına giremeyen,nefes darlığı çeken,kalp, tansiyon rahatsızlığı olan,kilolu,hamile,çocuk ve yaşlı hastalarda rahat ve konforlu bir şekilde tetkiklerini yaptırabilirler. Hasta yakını veya yakınları da bu işlem esnasında hastaya refakat edebilir.. Kapalı MR sistemlerinin tünel şeklindeki yapısı nedeniyle; klostrofobisi olan hastalar, yüksek kilolu hastalarda AÇIK MR sistemlerinde daha rahat ve konforlu bir şekilde MR tetkiklerini yaptırabilirler. AÇIK MR sistemlerinde kapalı sistemlere göre gürültü çok daha azdır. Tetkik süresi, yapılacak tetkik bölgesine göre değişmekle birlikte, doktorunuz daha fazla çekim istediyse süreleri çekim bölgesine göre değişebilir. AÇIK MR cihazımızda çekiminiz yapılırken bir yakınınız yanınızda durabilir, elinizi tutabilir, sizinle sohbet dahi edebilir. RANDEVU VE DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM : 0(532)4259324  

Cardiac Surgery in India

Nöroloji

NÖROLOJİ NEDİR? Nöroloji,beyin ve sinirlerin hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen bilim dalıdır.Beyin ve onun uzantıları olan sinirler vücudumuzdaki bütün organların düzen içinde çalışmasında merkezi bir göreve sahip olduklarından hastalıklarının erken tanınması ve tedavi edilmesi son derece önemlidir. Güncel bilimsel gelişmeler nörolojik hastalıkların sınıflanmasını ve farklı disiplinler halinde değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. En Sık Görülen Nörolojik Hastalıklar Arasında; • Migren • Vertigo (Baş Dönmesi) • Beyin damar hastalıkları (inme, felç) • Epilepsi (Sara) • Multipl Skleroz (MS) • Parkinson Hastalığı • Alzheimer ve benzeri demans hastalıkları • Kas Hastalıkları • Uyku bozuklukları sayılabilir. Nörolojik hastalıkların teşhisinde bazı cihazlar kullanılmakta ve bunlar hastanın klinik özellikleri ve muayenesi ile birlikte değerlendirilmektedir. Bu cihazlardan bazıları; • Kranial MR (Manyetik Rezonans) • Kranial BT (Bilgisayarlı Tomografi) • EMG (Elektromyografi) • EEG (Elektroensefalografi) • Doppler USG’ dir. Yukarıda bahsi geçen incelemelerden EEG ve EMG nöroloji bölümü bünyesinde gerçekleştirilen tetkiklerdir. EEG Kısaca beyin elektriksel işlevinin bir kağıt üzerine veya artık günümüzde daha yaygın olarak dijital ortama aktarılmasıyla elde edilen verilerin değerlendirildiği bir inceleme yöntemidir.Daha çok epilepsi hastalığının teşhis ve takibinde kullanılmakla beraber farklı birçok nörolojik hastalığın da teşhisinde de faydalanılmaktadır. EMG Sinir liflerinin,kasların ve omuriliğin bağlantı noktalarındaki hastalıklar ile sinir liflerinde sinyal iletiminin de herhangi nedenle kesintiye yol açabilecek hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılır.Örneğin şeker hastalığının yol açtığı sinir liflerindeki tahribatının teşhisi ve takibinde, yoğun olarak ellerde uyuşma ile seyreden sinir liflerinin geçtikleri dar noktalarda sıkışması ve fonksiyon kaybıyla sonuçlanan bilek kanalı sendromunun teşhis ve takibinde kullanılmaktadır.Bu hastalıkların yanı sıra daha çok sayıda sinir liflerini,kasları,omuriliği ön planda etkileyen nörolojik hastalıkların teşhisinde EMG’den yararlanılmaktadır. MS (Multipl Skleroz) Bu hastalığın nedeni kesin olarak bilinmemektedir.Kısaca,bağışıklık sistemimizin beyin ve omurilikteki sinirlerin etrafını saran kılıflara karşı hatalı bir şekilde,ataklar halinde saldırması ve hasar vermesine bağlı kronik bir hastalıktır.Bağışıklık sistemimizin hasar verdiği sinire göre en sık tek gözde görme kaybı ya da bulanıklık,vücudun bir tarafında güç kaybı ya da uyuşukluk gibi şikayetlerle ortaya çıkar. MS (Multipl Skleroz),Daha çok genç erişkinlerde görülen ve özellikle Kuzey Amerika’ da travmadan sonra bu yaş grubunda özürlülüğün en sık nedeni olarak ön plana çıkmaktadır.Ülkemizde de yapılan yeni çalışmalara göre sıklığı giderek artmaktadır. MS,çok çeşitli nörolojik hastalıklarla karışabileceğinden erken teşhisi ve tedavisi özürlülüğün gelişmesinin erken safhada önüne geçilebilmesi açısından oldukça önemlidir.Bu aşamada, MS konusunda deneyimli bir nöroloji uzmanının doğru teşhis koyması ve güncel kılavuzlar ışığında doğru tedavinin verilip takiplerin düzenli yapılması gerekmektedir. Hastanemiz,özellikle MS konusunda deneyimli kadrosu,donanımı ve tedavi üniteleriyle öne çıkmakla beraber,diğer birçok nörolojik hastalığın tetkik,teşhis ve tedavisi güncel tıbbın bütün imkanları ile son teknoloji laboratuvar yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir.   

Cardiac Surgery in India

Odyometri - İşitme Bozuklukları

İŞİTME NEDİR ? İşitme kaybını tanımlamadan önce sağlıklı bireylerde işitme sisteminin işleyişini nasıl gerçekleştiği hakkında kısaca bahsetmekte fayda vardır. Öncelikle çevremizdeki ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplandıktan sonra dış kulak yolu ve orta kulak yapıları aracılığı ile kokleaya iletir.Kokleada gerekli dönüşümlerden sonra sinyaller işitme sinirine oradan beyin sapına ve kortikal merkezlere iletilir.Burada yapılan sentez ve yorumlanma sonrasında işitme gerçekleşmektedir. İşitme kaybı ise yukarıda belirtilen işitme yollarından herhangi bir basamağında meydana gelen patolojiler nedeniyle seslerin işitme hassasiyetini azaltması ve algılamamasında güçlük çekilmesine denir.İşitme kaybı bireylerin konuşma ve anlama becerilerini bozmakla beraber çevresindeki bireylerle iletişim kurmasına engel olur ve sosyal problemlere yol açar. İşitme kaybı doğuştan ya da sonradan kazanılmış olabilir. Bunlar ; İletim tip Sensörinöral tip Mikst tip Santral tip şeklinde sınıflandırılabilir. İletim İşitme Kaybı; Dış kulak Dış kulak yolu Kulak zarı Ortakulak yapılarından oluşan bir patolojik nedenlerden kaynaklıdır. İletim kaybı sesin dış ve orta kulak yapıları aracılığı ile yükseltilmesini ve kokleaya geçişini engeller.Sensörinöral işitme kaybı koklea ,işitme siniri ya da santral işitme yollarındaki bir bozukluktan kaynaklanır ve çok farklı patolojilere bağlı olarak ortaya çıkailir. İşitme Kaybı Nedenleri; İşitme kaybı sebeplerinin patolojinin işitme sisteminin hangi bölgesinde görüldüğüne göre sınıflandırmak gerekir.  Dış Kulak ile ilgili sebepler; Dış kulak yolundaki yabancı cisim  Buşon (kulak kiri) Kulak kepçesi yokluğu ya da doğuştan şekil bozukluğu Dış kulak yolunun doğuştan kapalı olması Dış kulak yolu enfeksiyonu Dış kulak yolu tümörleri Orta Kulak İle İlgili Sebepler; Orta kulak boşlUğunda sıvı birikimi Kulak zarının delinmesi Kolesteatom Orta kulak enfeksiyonu Orta kulak kemikçiklerinden oluşan sertleşme ve kireçlenme Travma (kafa kemiği kırıkları,kemikçik hasarlanmaları, zar yırtılması) Orta kulak tümörleri Metabolik ve sistemik hastalıklar  Genetik geçişli hastalıklar İç Kulak ve İşitme Siniri İle İlgili Sebepler; Kulak ve kafa travmaları İç kulak enfeksiyonları Enfeksiyonlar (kabakulak.kızamıkçık,vb ) Uzun süre yüksek sese maruz kalma İç kulağa zararlı ( otottoksik) maddeler ve ilaçlar  Yaşlılığa bağlı işitme kaybı Meniere hastalığı  ( baş dönmesi ,uğultu olması) İşitme siniri tümörleri Sistemik hastalıklar (diyabet,tiroid vb.) Gebelikte annenin geçirdiği bazı hastalıklar Gebelikte kullanılan bazı ilaçlar Doğum sırasında yaşanan sprunlar ( erken doğum,doğum sorasında oksijensiz kalma vb.) Genetik faktörler İŞİTME TESTİNİN TÜRLERİ NELERDİR ? İşitme testinin 4 farklı türü bulunmaktadır.Saf ses odyometrisi,konuşma odyometrisi,timpanometri ve akustik refklesk testleridir. Saf Ses Odyometrisi; Ensık uygulanan işitme testidir.Saf ses odyometrisi, her iki kulağın farklı frekanslarda duyabildiği minimum ses şiddetini belirler.Ses geçirmez bir kabinde hastaya özel bir kulaklık aracılığıyla sesler dinletilir.Buton yardımıyla hastanın bu sesleri duyup duymadığı veya ne kadar duyduğu hakkında fikir sahibi olunabilir.Saf ses odyometrisi yapılırken bazı durumlara ekstra dikkat edilmesi gerekir. Bu durumlar şunlardır; Eğer hastada kulak çınlaması şikayeti bulunuyorsa bu durumu odyometrise bildirmeli bu durum odyometriste bildirilmeli ve sesin warble adı verilen çınlama şikayeti olan hastalara özel tonda gönderilmesi istenmelidir. Hastalar,yanlızca duydukları en yüksek seste değil ,en düşük seste de butona basmalıdır. Kemik yolu ses ileticisinin yakılması halinde olabildiğince hareketsiz durulmalıdır. Konuşma Odyometrisi; Kulağın temel görevi olan insan sesinin duyulması ve değerlendirilmesi,konuşma odyometrisinin temelini oluşturmaktadır.Bir uyarıcı olarak ve sesin kulaktaki durumunun değerlendirilmesi kişinin kulak fonksiyonları hakkında bilgi verilmesi,konuşma odyometrisinin ana görevidir.Bu test için belirlenen eşikler konuşmayı alma eşiği,konuşmayı ayırt etme eşiği, rahat dinleme eşiği ve rahatsız edici düzeydir. Timpanometri; Orta kulağın basıncını ölçen dış kulak yoluna hava basıncı uygulanarak orta kulak ve zarı hareketliliğinin ölçülmesi sağlanır.Bebeklere bile rahatlıkla bu test yapılır.Tipanometri testi yapılırken kulak zarının delik olamaması gerekir. Akustik Refleks Testleri; Beyin sapı düzeyine kadar işitme yolları hakkında bilgi verir.Akustik refleks işitme testi ile elde edilen bilgiler diğer bulgularla birlikte yorumlanarak işitme kaybına neden olan durumun yeri hakkında fikir verir. İşitme Kaybını Dereceleri Nelerdir? Normal işitme kaybı Hafif işime kaybı Orta dereceli işitme kaybı İleri düzeyde işitme kaybı Ağır işitme kaybı

Cardiac Surgery in India

Ortopedi ve Travmatoloji

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ Uzman hekim kadrosu ve modern teknolojik donanımlarmızla hastalarımıza en etkin hizmeti sunmaktayız. Bölümde endoskopik (artroskopik) tanı ve tedavi araçları ile yapılan modern cerrahi girişimler, açık ameliyatlar ve protez uygulamaları başarıyla gerçekleştirilmektedir. Ortopedi ve Travmatoloji bölümü ilgi alanı bakımından en geniş kitleye hitap eden branşlardandır. Kapsamında 9 Ana Konu Bulunmaktadır; Travma Cerrahisi Omurga Cerrahisi El cerrahisi ve Mikrocerrahi Çocuk ortopedisi (Pediatrik Ortopedi) Spor cerrahisi (Artroskopik Cerrahi) Artroplasti (Protez Cerrahisi) Rekonstrüktif Cerrahi (Deformite ve Boy Uzatma Cerrahisi) Ayak – Ayak Bileği Cerrahisi Ortopedik Onkoloji Travma Cerrahisi İnsan vücudu dışından uygulanan kuvvetin oluşturduğu hasar travma olarak tanımlanır. Ortopedik açıdan travma, kırık, çıkık ve kırıklı çıkık olarak tanımlanır. Bu tür yaralanmalar sonucu oluşan hasarlar zamanında ve uygun şekilde tedavi edilmemesi durumunda yanlış kaynama veya kaynamama ile sonuçlanabilmektedir. Hoş olmayan bu sonuçlar, kişinin kalan yaşantısını gerek sağlık gerekse sosyal açıdan etkilemektedir. Omurga Cerrahisi Omurga; baş bölgesinden başlayıp, kuyruk sokumunu da içine alan ve insanın dik durmasını sağlayan yapıdır. Bu yapıda gerek doğuştan, gerekse yaşamın herhangi bir evresinde meydana gelen değişiklikler, omurga yapısında eğrilikler (skolyoz, kifoz, kifoskolyoz) ile sonuçlanmaktadır. Gerek omurganın şekil bozuklukları, gerekse kırıkların, enfeksiyonların, tümörlerinin teşhis ve tedavisinde deneyimli hekimlerin, özellikle bu tür operasyonlar sonrası meydana gelebilecek komplikasyonların önlenmesi açısından, yeterli ekipman ve tam donanımlı yoğun bakım ünitesinin de bulunması gerekmektedir. El Cerrahisi ve Mikrocerrahi El vücudumuzun anatomik ve işlev bakımından en karmaşık organlarından biridir. Elde 25’in üzerinde eklem, 20 tendon (kiriş), çok sayıda damar ve sinir birbirine çok yakın olarak yerleşmiş dururlar. Bu sebeplerle, Cerrahın damar, sinir, yumuşak doku, kemik ve tendon gibi değişik yapıların tedavisini gerçekleştirebilecek beceri ve yetkinliği kazanmış olması; Cerrahi tedavi, cihazlama, fizyoterapi, ve ameliyat sonrası izlemenin ekip çalışması şeklinde ve aynı çatı altında yürütülmesi oldukça önemlidir. Amputasyonlar (uzuv kopmaları; kol, el, parmak,bacak ve ayak kopmaları), tendon, sinir damar kesileri, sinir yaralanmaları, tendon sakatlanmaları (tetik parmak vs), doğuştan ve sonradan gelişen el sakatlanmaları, yumuşak doku (cilt, geniş kas kayıpları, vs.) kayıplarının giderilmesi (cilt grefti, bölgesel veya serbest doku transferleri) uygulanan cerrahi işlemler arasında yer almaktadır. Yine el bileği ve dirsek seviyesindeki sinir sıkışmaları da uygun cerrahi dışı ve gerektiğinde cerrahi yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Çocuk ortopedisi (Pediatrik Ortopedi) Başlıca coçuk yaştaki ortopedik rahatsızlıklarla ilgilenir. Gelişimsel kalça çıkıkları, doğuştan çarpık ayak, doğuştan ve sonradan oluşan tüm sakatlıklar (trafik kazaları, yanık, beyin ve çocuk felci, spina bifida, doğum felcine bağlı sakatlıklar), perthes hastalığı ilgi alanındadır. Spor cerrahisi (Artroskopik Cerrahi) Artroskopi kelime anlamı ‘eklem içine bakış’ olup, eklem içerisine çok küçük deliklerden sokulan ışıklı bir optik sistem sayesinde eklem içinin muayenesinin yapılabilmesi, hastalıkların teşhis edilebilmesi, teşhis edilmiş eklem hastalıklarının cerrahi olarak tedavi edilmesi esasına dayanır. En sık diz eklemi olmak üzere, omuz, ayak bileği, el bileği ve parmak eklemlerine de rahatlıkla uygulanabilir. Dizde özellikle menisküs yaralanmaları, ön çapraz bağ, arka çapraz bağ onarımlarında, omuzda ise tekrarlayan çıkık ve rotator manşet yırtıklarının tedavisinde sıkça kullanılmaktadır. Genellikle hasta işlem sonrası aynı gün veya ertesi günü evine gönderilebilir. Artroplasti (Protez Cerrahisi) Bütünlüğü tamamen bozulmuş ve onarılması mümkün olmayan eklemlerde eklem yüzeylerinin kesilip çıkartılması ve yerine kemik çimentosu ile ya da kemik çimentosu olmadan titanyum, çelik ya da krom kobalt gibi malzemelerle yapay eklem oluşturulması esasına dayanır. Son yıllarda uygulama sıklığı giderek artmaktadır. Başta diz ve kalça eklemi olmak üzere tüm eklemlere uygulanabilir. Rekonstrüktif cerrahi (Deformite ve Boy Uzatma Cerrahisi) Çocuk ve erişkin dönemde kol veya bacak eğriliklerinin düzeltilmesi, gerektiğinde hastanın bacak veya kol boyunun uzatılması işlemine dayanır. İlizarov tipi halkalar, bilgisayar destekli veya raylı sistemler kullanılarak bu eğrilikler düzeltilebilmekte ve uzuvlar uzatılabilmektedir. Yine bu yöntemler sayesinde kronik kemik enfeksiyonlarının tedaviler yapılabilmektedir. Ayak – Ayak Bileği Cerrahisi Başlıca orta yaş kadınların ayakkabı giymelerini zorlaştıran halluks valgus (ayak baş parmak ekleminde çıkıntı oluşması) olmak üzere, baş parmak ekleminin kireçlenmesi (halluks rijitus), aşil tendon problemleri, şeker hastalarında oluşan kronik ayak yaralarının tedavileri ilgi alanını oluşturmaktadır. Ortopedik Onkoloji Kas ve iskelet sistemine ait iyi ve kötü huylu kitlelerin cerrahi tedavileri yapılabilmektedir. ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ HANGİ HASTALIKLARA BAKAR ? Ortopedi ve travmatoloji bölümünde genel olarak ilgilendikleri hastalıklar şu şekilde sıralanabilir; Kemik kırıkları Boyun fıtıkları Bel fıtıkları  Bacak eşitsizlikleri Doğumsal kalça çıkıkları Menisküs yaralanmaları Eklem ağrıları Romatizmalar Sinir sıkışmaları, Eklem bağlarındaki burkulmalar ve ezilmeler Tetik parmak hastalığı Eklem kireçlenmeleri Topuk dikeni Kıkırdak zedelenmeleri Tenisçi dirseği Lif kopmaları Kemik iltihapları Siyatik  Farklı eklemlerde çıkıklar ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİDE KULLANILAN  TANI VE YÖNTEMLERİ NELERDİR ?  Ortopedi ve travmatoloji hastalıklarıyla ilgili çeşitli radyolojik görüntülemeler ve kan testlerinden faydalanabilmektedir.Ortopedi ve travmatoloji hastalıklarıyla ilgili kullanılan tanı yöntemleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir; Röntgen Bilgisayarlı Tomografi (BT) Manyetik rezonans (MR) Artrografi MR Kemik taraması Kan testleri dir.

Cardiac Surgery in India

Radyoloji

Ekotom Cerrahi Tıp Merkezi olarak Radyoloji üntemizde tam donanımlı hekimler ile Emar dahil olmak üzere teknolojinin son imkanlarından faydalanarak hizmet vermekteyiz.  RADYOLOJİ ÜNİTEMİZDE YAPILAN İŞLEMLER  ULTASONOGRAFİ                                                                                                       RENKLİ DOPPLER ULTRASONOGRAFİ (RDUS)                                   BİYOPSİ (ULTRASON- BT EŞLİĞİNDE)                                                                • Tüm Batın Ultrasonografi                                                                                                  • Karotis RDUS                                                                              • Meme Biyopsileri                  • Üst Batın Ultrasonografi                                                                                                    • Vertebral Arter RDUS                                                                        İnce İğne Aspirasyon Biyospsi (İİAB)                  • Alt Batın Ultrasonografi                                                                                                     • Renal RDUS                                                                                          Kalın İğne Biyopsisi (True-Cut biyopsisi)                  • Üriner Ultrasonografi                                                                                                          • Skrotal RDUS                                                                               • Tiroid Biyopsisi                  • Obstetrik Ultrasonografi                                                                                                    • Portal Ven RDUS                                                                                 İnce İğne Aspirasyon Biyospsi (İİAB)                  • Meme Ultrasonografi                                                                                                          • Pelvik RDUS                                                                                  • Karaciğer Biyopsisi                  • Tiroid Ultrasonografi                                                                                                           • Abdominal RDUS                                                                        • Kitle lezyonları Biyopsisi                  • Boyun Ultrasonografi                                                                                                          • Alt Ekstremite Arteriel RDUS                                                  • Prostat Biyopsisi                  • Skrotal (testis) Ultrasonografi                                                                                          • Alt Ekstremite Venöz RDUS                  • Kranial (transfontanel) Ultrasonografi                                                                           • Üst Ekstremite Arteriel RDUS                  • Yumuşak Doku Ultrasonografi                                                                                          • Üst Ekstremite Venöz RDUS                  • Yüzeyel Ultrasonografi                                                                                                                    RÖNTGEN Vücudun tüm bölgelerinin röntgen grafileri kurumumuzda yüksek kalitede çekimi yapılmaktadır.   MAMMOGRAFİ Meme hastalıklarının tanısı için mammografi tetkiki ile hastaların takibi yapılmaktadır. Şüpheli durumlarda ultrason eşliğinde biyopsi yapılıp tanı konulmaktadır.   KEMİK DANSİTOMETRİ (DEXA) Kemik erimelerinin (osteoporoz) erken teşhisi ve tedavisi için her yıl bu tetkikin yapılmasını önermekteyiz.   TÜM VÜCUT BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ (BT) Vücutun tüm bölgelerinin BT ile incelemesi yapılmaktadır.   AÇIK MRI (AÇIK EMAR) Özellikle kapalı alan korkusu olan hastalarda (klostrofobi) son derece konforlu olan açık EMAR cihazımız hastalarımızın hizmetindedir. 0.35 T Siemens marka MRI cihazı merkezimiz bünyesinde bulunmaktadır.   BÖBREK TAŞI KIRMA (ESWL) Böbrek taşı ve üreter taşının ağrısız- ameliyatsız  taş kırma cihazı ile tedavi etmekteyiz.

Cardiac Surgery in India

Saç Ekimi

SAÇ EKİMİ Saç dökülmesi,günümüzde erken yaşlarda başlayan önemli bir sorundur.Yaygın olarak erkeklerde yirmili yaşlardan itibaren görülmeye başlayan saç dökülmesi problemi bazı durumlarda kadınlarda da görülebilir.Saçların incelmesi ve ön saç çizgisinin gerilemesi şeklinde başlayan saç dökülmesi erkeklerde genetik,kadınlarda ise hormonal sebeplere ve bazı hastalıklara bağlı olarak gelişebilir.Saç dökülmesi şikayeti bulunan kişiler öncelikle bir sağlık taramasından geçerek saçlarda dökülmeye neden olan bir sağlık sorunlarının olup olmadığını öğrenmelidir.Vitamin ve mineral eksiklikleri ve hormonal sorunlar gibi saç dökülmesine yol açabilecek sağlık sorunlarının tespit edilmesi durumunda ilk olarak bunlara ilişkin tedavi uygulaması gerekir.Saç ekiminde Safir Fue ve DHI tekniği ile maksimum greft nakli yapılır.Saç nakli,yaygın plastik cerrahi ve organ nakli türlerin biridir.Kelliğe dirençli olan enseye yakın başın arka tarafından alınan saç köklerinin,saçların döküldüğü bölgeye taşınmasıdır.Saçları dökülen kişiler saç ekimiyle hayallerindeki gür ve hacimli saçlara kısa sürede kavuşuyor. Saç Ekimi Kimlere Uygudur ? Genetik nedenler Hormonal problemler Stres Çevresel faktörler Kazalar gibi nedenlerden ötürü saçlarında seyrelme ya da dökülme gözüken kişilere saç ekimi yapılabilir. Saç Ekimi Yöntemleri Bilgisi ? Fut yöntemi grefler genellikle toplu bir şekilde toplanarak saçsız alana toplu ve aynı anda ekilir.Fue yönteminde ise greftler doğrudan labaratuvar ortamında çoğaltılıyor.DHI tekniği ile saç ekimi,özenli ve alanında tecrübeli ekipler tarafından başarıyla uygulanmaktadır. SAFİR FUE SAÇ EKİMİ TEKNİĞİ Sağlık alanında gün geçtikçe gelişmelerin yaşanması ile birlikte bir çok alanda yeni teknik cihaz ve yöntemlerin kullanıldığı gözlemlenmektedir.Safir Fue yöntemi ile saç ekim yöntemi sunduğu etkili tedavi yöntemi ile sıklıkla tercih edilir.Kişiler,kadın erkek fark etmeksizin bazen kalıtsal olarak sahip oldukları durumlardan dolayı rahatsız olmalarına sebebiyet veren az saça sahip olabilirler.Açıklıklar oluşabilir veya kişinin sahip olduğu saç oranında ciddi azalma görülebilir.Bu durumdan estetik anlamda rahatsız olan kişiler saç ekimi işlemlerine başvururlar. Safir Fue Saç Ekimi Yapılırken Ne Kullanılır ? Safir Fue saç ekimi ,son zamanlarda geliştirilmiş konforlu bir saç ekim işlemidir.Saç ekimi operasyonları esnasında operasyon geçiren kişiye çok yoğun ağrı ve acı yaşatmazken ,kişilerin saç ekim işlemleri konusundaki çekinceli davranışları bu alanda pek çok konforlu yöntem geliştirilmesine sebep olmuştur.Safir Fue saç ekimi işlemi,safir bir uca sahip olan medikal kalem kullanılması ile gerçekleştirilir.Kullanılan bir safir uçlu kalemin sağladığı avantaj saç ekimi sırasında açılması gereken kanalların çok daha mikro bir boyutta açılmasına olanak vermesidir. Safir Fue Saç Ekimi Nasıl Yapılır? Saç ekiminde yenilikçi bir uygulama tekniği olan Safir Fue yöntemi,günümüzde sıklıkla kullanılan ,göğüs ve sırt kıllarının transplantasyonuna da izin veren bir tekniktir.Bu teknikte mikro motor kullanılır,bu uçlar 0.6 - 0.7 mm olduğundan endese veya kıl köklerinin alındığı yerde herhangi bir iz kalmaz,ayrıca operasyon sonrasında hasta çok daha az ağrı hisseder.Safir Fue saç ekimi işlemi sedasyonlu olarak veya lokal anestezi uygulanarak yapılabilir.Greftler,mikro motor şeklinde ifade edilen aletin kullanılmasıyla safir fue yöntemi sayesinde donör olarak belirlenmiş bölgeden kökleri ile birlikte alınır.Alınan bu greftler safir uçlu medikal kalemin kullanılmasıyla birlikte açılan mikro kanallara itina ile ekilir.Saç köklerinin donör bölgeden alınmasının başlıca sebebi çok fazla saç kökü ekiminin gerçekleştirilmesidir.Operasyon 1-1,5  saat kadar sürebilir.Donör olarak belirlenen bölgeden alınan greftler sağlıklı olduğu sürece ekildiği bölgedeki kalış süresi kişinin ömrü ile sınırlı tutulabilir.Safir Fue saç ekimi işlemi başarılı bir şekilde tamamlandığı ve gerekli tetkikler operasyon öncesi gerçekleştirildiği sürece kalıcılık açısından istisnai herhangi bir durum yaşanmaz. Safir Fue Saç Ekimi Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?  Operasyon geçirecek olan hastanın operasyondan en az iki hafta kadar önce kullandığı kan sulandırıcı ilaçlar var ise kullanmayı bırakması gerekir.Bununla birlikte saç şekillendirme amacına yönelik kullanıldığı özel losyon, krem,saç köpüğü ve jöle gibi ürün kullanımı mevcutsa operasyondan önce bunların kullanımına da ara verilmesi gerekmektedir.Safir Fue ekimi gerçekleştirilecek olan kişinin hayatında sigara ve alkol kullanımı mevcutsa yine aynı şekilde operasyondan en az 2 hafta önce bunların kullanımının durdurulması veya ara verilmesi gerekmektedir.Sigara kullanımı kan dolaşımını olumsuz etkilediğinden dolayı saç ekim işlemini kötü yönde etkiler ve başarılı sonuç alınmasına engel oluşturur.Operasyon sonrasında ilk güç gün özellikle dikkat edilmesi gereken süreci kapsar.Bu üç gün içerisinde safir fue ekim işlemi gerçekleştirilen kişinin başına su değdirmemesi ve saçı kesinlikle yıkamaması gerekir. DHI SAÇ EKİMİ TEKNİĞİ DHI saç ekimi tekniğinde kullanılan uçlar kesici değil delici uçlardır.DHI saç ekimi yönteminde genellikle kişinin ense bölgesinden alınan saç kökleri tercih edilir. Son derce gelişmiş teknoloji cihazlardan biri olan mikromotor cihazı ile ense kökünde yer alan sağlıklı saç kökleri özenle çıkarılır.Dolayısıyla planlama yapılan bölgede korunmak istenen saç kökleri var ise safir kanal yöntemine göre daha efektif koruma sağlanabilir.Bu DHI tekniğinin pozitif yönü iken ,kullanılan implanter kalemlerinin tek kullanımlık olması sebebi ile saç yönleri verilirken elin her transferde nakil alanından ayrılması ve bu sebeple de saç yönlerinin balansının bozulması bu tekniğin negatif yönünü bazen oluşturabilir.Planlama yapılan alanda korumak istenen saç kökleri daha efektif bir şeklinde korunabilir. Deride bulunan saça ve sağlıklı köklere zarar vermeden saçsız bölgeleri yoğunlaştırarak kapatmayı hedefleyen bu yöntem sayesinde çok daha sık ve doğal görünüme sahip bir saç ekim işlemi gerçekleştirilir. Saç Ekimi Aşamaları Nelerdir ? DHI choi-pen implanter saç ekim tekniğinde safir kanal saç ekim tekniğinden farklı olarak greftlerin yerlerinin hazırlanması ve yerleştirilmesi işlemi aynı anda gerçekleşir.Tıpkı safir kanal tekniğinde olduğu gibi operasyon öncesinde bilgisayar ortamında analiz edilip belirlenen kökler,Fue tekniği ile tek tek toplanır.Sonrasında DHI saç ekim tekniğinde kullanılan choi-pen yada implanter pen adı verilen özel aparatlar yardımı ile aynı anda hem yeri hazırlanır hem de yerleştirilir.DHI tekniğinin adı da buradan gelmektedir.İşlem öncesinde saç kökleri yüksek çözünürlüğe sahip görüntüleme cihazları ile detaylı olarak incelenir.Kişinin saç tipi,sağlıklı saç köklerinin durumu, mevcut saç sıklığı dökülme şiddeti ,donör olarak belirlenen alanın özellikleri saptanır ve saç ekimi yapılacak bölgenin genel durumu detaylı olarak muayene edilir.Daha sonra kişiye en uygun olan saç ekimi tasarlanır ve lokal anestezi uygulamaları ile işlem başlatılır. DHI Saç Ekimi Nasıl Yapılır ? Son derece gelişmiş teknolojik cihazlardan biri olan mikromotor cihazı ile ense kökünde yer alan sağlıklı saç kökleri özenle çıkarılır.Daha sonra çıkarılan saç kökleri özel bir solüsyon içerisine konulur ve bu sayede her bir saç kökünün canlılığını koruması sağlanır.Köklerin çıkarılması işleminden sonra bölgeye anestezi uygulanır ve ekim işlemi başlatılır.DHI öncesinde kişiye uygun saç tasarımının yapılması son derece önemlidir.Bu sayede yeni saç kökleri,her bir saçın çıkış yönüne uygun şekilde yerleştirilir ve doğal saç yapısı korunmuş olur.Daha sonra mikro uçlar aracılığıyla güvenli bir şekilde çıkarılan sağlıklı kökler saç kaybının yaşandığı alanlara direkt olarak ekilmeye başlanır.DHI saç ekimi yöntemi sayesinde hem başarılı sonuç için gereken seans sayısı azalır hemde işlem sonrası yara gibi doku hasarı görülmez,iyileşme süresi büyük oranda kısalır.Bu durum işlemden sonra saç ekimi yapılan bölgede enfeksiyon gelişme riskinide azalttığı için DHI yöntemi en güvenilir saç ekimi yöntemlerinden biri olarak kabul edilir. DHI  Saç Ekimi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir ? Saç ekimi sonrası saçlı deride meydana gelen kızarıklık,hassasiyet, kaşıntı,kabuklanma gibi durumlar 1-2 hafta süresince normal kabul edilir.Bu semptomlar işlem uygulanan derinin sağlıklı iyileşme sürecinde görülen normal bulgulardır.Ancak iki haftayı geçkin süre boyunca devam eden kızarık ve hassasiyet durumları mevcut bir enfeksiyon tablosunun belirtisi olabilir.Kullanılan cihazların yeterliliği,uygulamayı gerçekleştirecek olan klinisyenin deneyimi,mevcut teknik hakkında yeterli bilgi sahibi olup olmadığı gibi pek çok etken,DHI saç ekimi yönteminin başarısını doğrudan etkileyen önemli faktörlerdir.Bu nedenle saç kaybını durdurmak ,kalıcı saç kaybı durumunu kesin olarak çözüme ulaşmak ve enfeksiyon gibi komplikasyon risklerini en aza indirmek istyen kişilerin DHI saç ekimi yöntemi için güvenilir merkezlere başvurması,alanında uzman klinisyenlerden oluşturulmuş ekipleri seçmeye özen göstermesi gerekir. Tedavi sonrası dikkat edilmesi gerekenler şunlardır; Ter,yeni ekilen saç köklerine zarar verebilir.Ağır fiziksel aktivitelerden uzak durulmalıdır. İlk günler sigara,alkol,kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Sıcak sudan ve güneşten kaçınılmalıdır. Elle ekim yapılan bölgeye dokunmamak ve saç derisini kaşımamak gerekir. Stresten uzak durulmalıdır. Uygulama sonrası iki gün saçlar suya değdirilmemelidir. Fazla tuz tüketiminden kaçınılmalıdır. Kabukların kendiliğinden dökülmesi beklenmeli,gerekiyorsa kafa derisine nazikçe masaj yapılmalıdır. Şişlik oluşumunu en aza indirmek için sırf üstü uyumaya özen gösterilmelidir. Yara iyileşmesini desteklemek amacıyla hekimin önerdiği vitamin ve minerallerden destek alınmalıdır. Doktor,hastanın sağlık durumuna göre çeşitli ilaçlar ve solüsyonlar reçete eder.Bunlar doktorun anlattığı şekilde ,düzenli olarak kullanılmalıdır. Belli bir süre saç dökülmesinin normal olduğu bilinmeli ve bu konuda panik yapılmamalıdır. Ekilen bölge yağmurdan korunmalıdır. Kolay giyilebilen,rahat kıyafetler seçilmelidir. Belli bir süre sonra saç kesimi yapılabilir ancak saçları kazıtmak doğru değildir. Baş bandı ve başa  hafifçe oturan bir şapkadan faydalanmak olumsuz dış etkileri uzak tutacağı için önerilir. Saç Ekiminden Sonra İz Kalır mı ? Saç ekimi sonrası süreç ve dikkat edilmesi gerekenler, bu tedaviye başvurmayı düşünen ve saç ekimi yaptıran kişiler tarafından en çok merak edilenler arasında yer alır.Saç ekimi sırasında kesi uygulanmadığı için iyileşme sonrası yara izi kalmaz.Tabiki uygulama sonrası hafif yan etkiler görünebilir. Şişlik doğal bir durumdur,zararsız ve geçicidir.Şişen bölgeye soğuk uygulamak,bölgeyi yüksekte tutmak,bol bol su içmek şişliğin çabuk geçmesini sağlar ve etkisini azaltır.Saç derisinde kızarıklık,kaşınma,hafif kanamalar da diğer yan etkiler arasındadır.İki haftayı geçen ve iyileşme göstermeye yan etkiler enfeksiyon göstergesi olabilir.Böyle durumla karşılaştığında doktora başvurmak gerekir. Saç Ekimi Sonrası Yıkama Nasıl Olmalıdır ? Saç ekimi sonrası ilk hafta çok önemlidir. Saç ekiminden sonraki gün bandaj çıkarılır.Sıcak sudan ve güneşten uzak durulmalıdır.Üçüncü günden sonra doktorun önerdiği bir şampuanla saç yıkamaya başlanabilir.Çay,kahve minimum seviyede tüketilmeli,sigara ve alkolden uzak durulmalıdır.Fiziksel aktiviteler ve stresten kaçınılmalıdır.İkinci haftadan sonra saç derisindeki yaralar iyileşmeye başlar ve kabuklar dökülür.Ölü derinin atılmasına destek olmak için saç derisine masaj yapılarak yıkanmaya özen göstermelidir.Bu dönemde az miktarda saç dökülmesine "şok dökülme" denilen normal bir süreçtir.Bu normal süreç, iki aydan dört aya kadar uzayabilir. Sonrasında düzenli saç gelişimi görülür. Saç Ekimi Sonrasında Doğal Görünüme Ne Zaman Ulaşılır ? Saç ekimi sonra üçüncü haftada şişlik ve saç çizgisi etrafındaki kızarıklıklar büyük oranda kaybolur.Bu dönemde uzman kontrolünde egzersize başlanabilir.Ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır.İkinci aydan sonra saç dökülmeleri azalır ve yeni saçlar çıkmaya başlar.Saçların büyüme hız düzenli olmayabilir.Enfeksiyon gelişme riskine karşı dikkat edilmelidir.Enfeksiyondan şüphelenilen bir durum var olursa uzman hekime danışılmalıdır.İşlem sonrası altıncı ayda saçlar kalınlaşmaya ve uzamaya başlar. Saçlar taranmaya,traş olmaya,bakım yapmaya müsaittir.Yeni çıkan saçların eşit şekilde uzamaması normaldir.Eşit olmayan kısımlar kesilerek düzeltilebilir.Bir yıl sonra doğal görünümlü ,dolgun saçlara sahip olunur.Bundan sonra saçları şekillendirmek serbesttir.Artık saçlar uzamaya ve büyümeye devam eder.Saçların özel bir bakıma,şampuana veya saç bakımı ürünleri yeterli olur. Saç Ekiminden Sonra Ekilen Saçlar Ne zaman Çıkar ?  Hastalar,saç ekiminden sonra ekilen saçların hızlıca çıkmasını ve uzamasını ister. Fakat saç ekimi doğal bir süreç olduğu için biraz  sabır gerektirir.İşlem yapıldıktan sonra zaman zaman saçlarda dökülme ve uzama görülmesi normal bir durumdur. Operasyon sonraki iki üç ay içerisinde saçlar çıkmaya başlar.Çıkan saçlar değişik miktarlarda uzayabilir.Eşit olmayan saçlar kötü bir görüntü yaratıyorsa doktorun da onayı ile kesilebilir.Ancak kesme işlemi sınırlı bir miktarda yapılmalı,kazınma işlemi yapılmamalıdır.Çıkan saçların bakımına özen göstermeli,doktor tarafından önerilen şampuanlarla masaj yapılarak yıkanmalıdır. Saç Ekiminden Sonra Ekilen Saç Dökülür Mü ? Saç ekimi sonrasında onuncu günden itibaren saçların az miktarda dökülmesi beklenen bir durumdur.Belli zaman aralıklarında saç dökülmesi ve saçların çıkması yaşanır.Aslında bu dökülen saçlar,önceden kalan veya sağlıksız saçlardır.Bu güçsüz olan saçlar dökülerek daha sağlıklı saçların çıkmasını ve çoğalmasına ortam hazırlar.Saç ekiminden sonra saç dökülmesi yaşayan kişiler,bu durumun normal olduğunu bilmeli ve panik yapmamalıdır.Yapılan cerrahi mücadele sonucu ekilen saçlar ve saç derisinin belli bir adaptasyon sürecine maruz kaldığı ve saç dökülmesinin beklenen bir sonuç olduğu bilinmelidir.Doktor kontrolü randevularını aksatmamak,saç bakımının yapılması açısından önem taşımaktadır. Saç Ekiminden Sonra 1 Ay Saç ekiminden sonra 1 ay içerisinde saç ve saç köklerinde şok dökülmeler meydana gelir.Buna şok dökülme denmesinin sebebi saç dökülmesinin bir anda gerçekleşmesidir.Saç dökülmelerinin ardında daha sağlıklı ve gür saçlar çıkmaya başlar.Operasyondan sonra bir ay boyunca ağır kaldırmaktan ,yüzmeden,spordan olabildiğince uzak durmak gerekir.Saç ekilen bölgelere karşı hassas davranılmalı,dışarıdan gelebilecek darbelerden korunmalıdır.Yatış pozisyonuna dikkat edilerek mümkün olduğunca yastığa temas edilmemelidir. Saç ekimi yaptıran hastaların ,işlemden sonra saç köklerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için saç bakımına özen göstermeleri gerekir. Saç ekimi ,uzman ellerde,güvenilir merkezlerde uygulandığı sürece başarılı sonuçların elde edildiği bir tedavi yöntemidir.Ağrı,acı gibi yan etkiler yaşamadan sağlıklı ve doğal saçlara kavuşmak artık mümkün.Siz de DHI saç ekimi ve Fue saç ekimi tedavilerine başvurmayı düşünüyorsanız bizimle ileşime geçebilirsiniz.Hastanemizde Fue saç ekimi ve DHI saç ekimi ( traşsız) başarıyla uygulanmaktadır.İşlemden işleme göre değişen saç ekimi fiyatlarında doğru bilgiyi analizden sonra öğrenebilirsiniz.Sizde saç ekimi yaptırmak istiyorsanız saç ekim ekibimizle bizlere başvurarak tanışabilir ve muayeneden geçtikten sonra uygulamaya hazır olabilirsiniz.  

Cardiac Surgery in India

Üroloji

ÜROLOJİ NEDİR ? Üroloji,erkek ve kadının idrar yolu hastalıklarının (böbrek, üreter, mesane, prostat, üretra) ve erkeğin cinsel ve fertilite (çocuk sahibi olma) hastalıklarını (testis, penis; kısırlık veya cinsel sorunlar) idrar kaçırma hastalıkları ve tedavisini inceleyen ve  tedavi eden bilim dalıdır. Üroloji hastalıkları gruplarına ait tüm tetkik ve tedavi işlemlerini için deneyimli ve uzman kadrosu ile hizmet vermektedir. Ürolojik hastalıkların tanısı için kan ve idrar tahlilllerinden sıklıkla yaralanılmaktadır.Bu tahlillerin sonucunda idrarda meydana gelen değişiklikler ortaya çıkar ve hastalığın ne olduğu anlaşılır. Buna göre de tedavi sürecinin nasıl olacağı belirlenir. Üroloji bölümünde en sık istenen tahliller,sperm analizi,tümör markerlerinin araştırılması,bakteri ve virüs taramaları,çeşitli protein enzimlerinin araştırılmasıdır.Ek olarak,ürolojik hastalıklar sebeiyle ortaya çıkabilecek potansiyel hastalıklar için de vücudun başka bölümlerinden de örnek alınıp incelenebilir. Ürolojik hastalıkların tedavisi doktorun bilgi ve biriminin yanında girişimsel işlemlerde yeni ve inovatif teknoloji kullanımını gerektirir. Hastanemizde teknoloji ve tecrübe gerektiren minimal invaziv ürolojik cerrahiler endoskopik ve laparoskopik olarak gerçekleştirilmektedir. Prostat ve taş hastalıklarının endoskopik (vücudun doğal boşluklarını kullanarak yapılan işlemler) tedavisi holmium lazer ve plazmakinetik kullanılarak yapılmaktadır. Varikosel cerrahisi gene dünyadaki altın standart olan mikrocerrahi kullanılarak yapılmaktadır. Kanser ameliyatları hastalığa bağlı olarak laparoskopik ve endoskopik olarak gerçekleştirilmektedir. Erkek cinsel problemleri (sertleşme, erken boşalma)  için gereken bütün tanı (hormon tahlilleri, penil doppler) ve tedavi (ilaç tedavisi, şok dalga tedavisi, enjeksiyon ve ameliyat ile penil protez) yöntemleri kullanılmaktadır. ÜROLOJİ KONULARI NELERDİR ? İdrar Kaçırma Tedavisi Böbrek ve İdrar Yolu Hastalıkları Mesane (İdrar Kesesi) Hastalıkları Prostat Hastalıkları Penis ve Testislerin Hastalıkları Erkeklerde Zührevi Hastalıklar Çocuk Ürolojisi Jinekolojik Üroloji Endoskopik Üroloji İmpotans (İktidarsızlık) Prostst Sağlık İndeksi İmmünoterapi Erkeklerde İnfertilite (Kısırlık) Sistoskopi Üreteroskopi ÜROLOJİDE TANI YÖNTEMLERİNELERDİR ? Ultrason(Üriner USG,Doopler USG,Transrektal USG)??????? Üroflowmetri (İşeme Testi) Bilgisayarlı Tomografi (BT) Genetik Testler Sistoskopi Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) Voiding Sistoüretrografi (VSUG) Ürodinami PSA Testi Prostat Biyopsisi ÜROLOJİ ERKEKLERDE NEYE BAKAR ? Böbrek,peniz,testis,mesane,adrenal ve prostat bezi kanserleri Kısırlık Böbrek taşı Böbrek hastalıkları Prostatit (prostatbezi iltihabı) Prostat bezi genişlemesi İdrar yolu enfeksiyonları (UTIs) Skrotumdaki genişlemiş damarlar ya da varisler Erken boşalma İktidarsızlık Testislerde ağrı ÜROLOJİ KADINLARDA NEYE BAKAR ? Mesane böbrek ve böbreküstü bezleri kanseri Aşırı aktif mesane Mesanenin vajinaya bırakılması Böbrek taşı İnterstisyel sistit (UTIs) İdrar yolu enfeksiyonları İdrar kaçırma ÜROLOJİ ÇOCUKLARDA NEYE BAKAR ? Alta idrar kaçırma İdrar yolu yapısı ile ilgili problemler ile tıkanıklıklar İnmemiş testis varlığı Sünnet derisinde şişlik ve kızarıklık Peniz hastalıkları Bölümde Yapılan Diğer İşlemler Mesane tümörü cerrahisi Prostat kanseri cerrahisi tedavisi Böbrek ve böbrek üstü bezi tümör/kist cerrahisidir. Çocuk ürolojisinde özellikle çocukluk çağı yaş grubundaki ürolojik problemlerle ilgilenen erişkin ürolojiden ayrı bir branştır. Sünnet hipospadias,inmemeiş testis,çocukluk çağı idrar yolu enfeksiyonları,işeme bozuklukları,enürezis,nokturna (gece idrar kaçırma), mesanenin nöromusküler fonksiyon bozuklukları,böbrek çıkış (üreteropelvik bileşke) darlıkları ve vezikoüreteral reflü (mesaneden böbreklere idrar kaçışı)çocuk ürolojisinin başlıca konuları arasında  yer alır. Ayrıca taş hastalıklarının minimal invazivendoürolojik tedavileri yapılmaktadır.

Bizimle çalışmak ister misiniz?

Ekibimizin bir parçası olmak için ik@ekotom.com.tr adresine Bilgilerinizi veya Cv nizi ekleyerek gönderebilirsiniz.

Doktor aranan branşlarımız

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Göz Hastalıkları, Üröloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Genel Cerrahi, Cildiye.
Acil Destek

Bizi 7/24 arayabilirsiniz

0212 578 64 61

Bir sorun mu var?

Lütfen bize yazın!